Çocuklarda altını ıslatmanın nedenleri

Çocuklarda altını ıslatmanın nedenleri

Altını ıslatmanın nedenleri arasında sayılabilecek etkenlerden bazıları erken ve katı tuvalet eğitimi, kayıtsız anne – baba yaklaşımlarıdır.

Tuvalet eğitimine erken başlama, tuvalet eğitimi esnasında uygulanan katı ve sert tutum ile kayıtsız davranan ebeveyn yaklaşımları çocuklarda görülen altını ıslatma sorunlarının başlıca nedenleridir.

Çocuklarda görülen altını ıslatmanın nedenleri biyolojik ve psikososyal nedenler olarak iki farklı grupta incelenmelidir.

Altını ıslatmanın biyolojik etkenleri

Çocuklarda altını ıslatmanın nedenleri arasında bulunan biyolojik etkenler ve bu etkenlerle ilgili gerekli bilgileri şu şekilde sıralayabiliriz:

Ailesel yatkınlık

Kalıtımsal etmenler önemlidir. Fakat geçişin nasıl olduğu henüz belirlenmiş değildir. Yapılan araştırmalar ailesel bir yatkınlık olduğu görüşünde birleşmektedir.

Mesane fizyoloji ile ilgili sorunlar

2 yaşındaki bir çocuğun mesanesinin gerçek hacmi henüz oldukça küçüktür. Ancak 4 yaşındaki bir çocukta mesane, gece boşalmayacak kadar yeterli genişlemeye erişir. 5 yaşındaki bir çocuk ise refleks olmaktan çok, istemli olarak idrar yapma yeteneğini kazanır ve idrarını istemli olarak durdurması mümkündür. Enüretik çocukların ise işlevsel mesane kapasitesinin daha düşüktür.

Enüretik çocukların gerçek mesane kapasiteleri, anestezi ile mesane kontraksiyonları ortadan kaldırıldığında normaldir. Fakat uyanıklık sırasında mesane, gerçekten dolu olmadan kasılmaya başlar. Yani mesane tam dolmadan, boşalma ihtiyacı ile ilgili işaretler gönderir. Bundan dolayı, enüretik çocuklar gündüz sık fakat küçük miktarlarda idrar yaparlar. Aynı kasılmalar gece uykusu sırasında da olur ve belki de daha kuvvetlidir.

Uyku çalışmaları

Uyku evreleri ve enürezis arasındaki ilişkiyi araştıran ilk çalışmalarda, enürezisin derin uykuda ortaya çıktığı ve rüya eşdeğeri olduğu ileri sürülmüştür. Daha yeni çalışmalarda ise enürezise uyanıklık sinyallerinin öncelik ettiği, delta uykusundan köken aldığı ve uyanma ile ilgili bir bozukluk olduğu vurgulanarak, her uyku döneminde görülebildiği gösterilmiştir.

Enüretik çocukların ileri derecede derin uykuları olduğuna inanılmakla birlikte, uyku elektroensefalografisi çalışmaları, bunlarda derin uykunun temel yapısı ile herhangi bir anormalliğin olmadığını göstermiştir. Ancak, derin uykudan hafif uykuya veya uyanıklığa doğru girişin arttığı durumlarda enürezisin olduğunu düşündüren bulgular vardır. Ebeveynler, problemin daha çok çocuğun derin uykusundan dolayı olduğuna inanırlar. Bu algılama muhtemelen, ebeveynlerin çocuğu idrar yaptırmak için kaldırmaktaki güçlüklerinden ileri gelmektedir. Fakat, enüretik olmayan çocukların geceleri uyandırılmaları da aynı derece de güçtür. Birçok araştırmacı, enürezisin gecenin ilk üçte birlik kısmında ve yavaş dalga uykusu sırasında olduğunu bildirmektedir.

Gelişimsel sorunlar

Enüretik çocuklarda hem motor hem de dil gelişiminde gecikme olduğu saptanmıştır. Bir çalışmada EN dışında herhangi bir sorunu olmayan 35 çocukta kronolojik yaşa göre kemik yaşındaki gecikme, kontrol grubundan fazla bulunmuştur.

Uzunlamasına yapılan bir alan araştırmasında EN tanısı alan çocuklarda kontrol grubuna göre iki kat daha fazla oranda gelişimsel gecikme saptanmıştır.

Bir araştırmada enüretik çocuklarda ergenliğe girişinde geciktiği bulunmuştur. Birçok enüretik çocukta saptanan koordinasyon sorunları gibi silik nörolojik belirtiler de gelişimsel sorunların başka bir göstergesidir.

Enürezis için meme ile beslenmenin ve ilk doğan çocuk olmanın koruyucu faktörler olduğu ileri sürülmektedir.

Hormonal etkenler

Erişkinlerde gündüz, geceye oranla 2-3 kat daha fazla idrar üretilir. 3 yaşından sonraki çocuklarda geceleri antidiüretik hormon (ADH) salınımları nedeniyle bu durum yetişkinlerden farklı değildir. Altını ıslatan çocuklarda gece ADH salınımlarının devam ettiği ve altını ıslatma sorunu olmayan çocuklara göre sabah ADH seviyeleri daha düşük bulunmuştur.

Altını ıslatmanın psikososyal etkenleri

Çocuklarda altını ıslatmanın nedenleri arasında yer alan psikososyal etkenler ve bu etkenlerle ilgili gerekli bilgileri şu şekilde sıralayabiliriz:

Tuvalet eğitimi

Tuvalet eğitimine erken başlama, katı tuvalet eğitimi ve anne-babanın uygunsuz veya kayıtsız tutumları zemin hazırlayabilir. Gelişimsel açıdan bebeğin mesane kontrolünü denetlemesinin olanaksız olduğu bir dönemde tuvalet eğitimine başlanması inatlaşmalara neden olabilir.

Bu, genellikle titiz ve düzenli bir annenin baskılı tuvalet eğitimine karşı pasif agresif bir tepkisidir.

Tuvalet eğitimine, çocuğun mesane kontrolünü kazanmaya başladığı 2.5 yaş civarında başlanması daha uygun olur. Bu dönemde çocuk tuvalete uygun aralıklarla götürülür ve tuvaletini uygun yere yapması desteklenir.

Gündüzleri bezlenmeyen çocuk, tuvaleti dışında idrar yaptığında bu sorunun üzerinde pek durulmamalı, daha çok önceki “başarıları” hatırlatılarak uygun davranışları pekiştirilmelidir. Çocuk tuvaletini söylemeye başlar başlamaz artık geceleri de bezsiz yatırılabilir.

Zorlu yaşam olayları

Aile düzenindeki önemli değişiklikler ve kayıplar gibi zorlu yaşam olayları, özellikle sekonder EN’da nedensel açıdan önem taşır. Ailede ölümler, ayrılıklar, boşanma, geçimsizlikler, hastalıklar ya da okulda başarısızlıklar gibi yaşam olaylarının yaratacağı anksiyete enürezis ile ifade edilebilir.

Kardeş doğumu ile başlayan daha alt gelişim düzeylerine gerileme olabilmekte, bazen altını ıslatan kardeşe duyulan saldırgan duyguların ifadesi olarak açıklanabilmektedir.

Altını ıslatmaya eşlik eden psikiyatrik sorunlar

Birçok enüretik çocukta psikiyatrik bozukluk olmamakla birlikte, bu çocuklarda psikiyatrik bozukluk olasılığının diğer çocuklardan daha fazla olduğu belirtilmektedir.

EN tanısı alan çocukların benlik saygılarının kontrol grubuna göre daha düşük olduğunu, sorun düzelince benlik saygısının normale döndüğünü gösteren çok sayıda çalışma vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek