Gizli tehlike KOAH’tan korunmak elimizde

Yapılan araştırmalar KOAH’tan korunmak için yapılabilecek en önemli şeyin hastalığın erken dönemde teşhis edilmesi olduğunu ortaya çıkardı.

Gizli tehlike KOAH’tan korunmak elimizde

Türkiye’de her 10 KOAH hastasından 9’unun hastalığını bilmediğini söyleyen uzmanlar, oysa KOAH’ta en önemli tedavi şeklinin hastalığın erken fark edilerek önlenmesi ve tedaviye erken başlanması olduğunu belirtiyor. Bu yüzden 40 yaşın üstündekiler muhakkak KOAH olup olmadıklarını öğrenmeli.

Yaygın görülen, ilerleyici ve geri dönüşümü olmayan akciğer hava yolu hastalığı olan KOAH’ın dünyada 4. ölüm nedeni olduğunu söyleyen Medical Park Ordu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Osman El Jundi; belirtilerine karşı çok uyanık olunması gereken KOAH ile ilgili bilgiler verdi:

KOAH nedir?

KOAH; Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’nın kısaltılmış halidir. K: Kronik; uzun süredir devam eden, müzmin; O: Obstrüktif; tıkanıklık; A: Akciğer; soluk aldığımız organ; H: Hastalık olarak açabiliriz.

KOAH nasıl olur?

Hava yollarımız; solunum organları olan akciğerlerimize hava taşımaktadırlar ve bir ağacın dalları gibi akciğerlerin ucuna doğru ilerledikçe gittikçe küçülmektedirler.

Sağlıklı kişilerde bütün hava yolları açık ve temizdir. KOAH’lı olan kişilerde ise; hava yollarında özellikle bronşlarda bir ‘obstrüksiyon’ yani tıkanıklık söz konusudur. Bu tıkanıklığın sebebi; bronş duvarlarındaki kalınlaşma, şişlik ve aşırı hassasiyete bağlı olarak daralma ile birlikte hava yollarında biriken balgamdır.

KOAH yaygın bir hastalık mıdır?

KOAH; yaygın görülen, ilerleyici ve geri dönüşümü olmayan akciğer hava yolu hastalığıdır. Ülkemizde her 10 KOAH’lı hastadan 9’u kendisinde hastalık olduğunu bilmemektedir. KOAH; genellikle sigara içimi veya ev ve iş yerinde toz ve dumana maruziyet sonucunda meydana gelir. Havalandırmanın iyi olmadığı ev ve iş yerlerinde ısınma ve yemek pişirme amacı ile kullanılan odun ve tezek gibi yakıtların dumanlarına maruziyet KOAH’a yol açar.

KOAH kimlerde görülür?

KOAH genellikle 40 yaş üstü yetişkinlerde görülür. Fakat 40 yaşından daha genç kişilerde de KOAH görülebilir. Bulaşıcı bir hastalık değildir. KOAH’a neden olan en önemli etkenler; sigara içimi ve hava kirliliğidir. Her türlü tütün tüketimi KOAH’ a neden olabilir. KOAH bazen hiç sigara içmemiş kişilerde de gelişebilir. Bu hastalar genellikle iyi havalandırma sistemleri olmayan evlerde yaşayanlar, ısınmak ve yemek pişirmek için kullanılan ocak ve soba gibi araçlardan çıkan dumana maruz kalmış kişilerdir.

KOAH’ın belirtileri nelerdir?

KOAH’ta en sık görülen belirtiler; nefes darlığı, öksürük, göğüste tıkanıklık hissi ve hırıltılı solunumdur. Hastalığın derecesine göre vücutta morarma ve ayaklarda şişlik gibi belirtiler de olabilir. Çoğu kişi ileri derecede nefes darlığı gelişmeden doktora gitmez. Bu kişiler nefes alıp vermedeki hafif zorlanmaları ve/veya öksürüğü yıllarca ihmal ederler.

KOAH’ın kesin tedavisi var mıdır?

Ne yazık ki, günümüzdeki tedavi yöntemleri ile KOAH’ ı tamamen iyileştirmek veya ortadan kaldırmak mümkün değildir. En önemli tedavi şekli; hastalığın erken fark edilerek önlenmesi ve tedaviye erken başlanarak hastalığın ilerlemesini önlemektir. Hekimler çeşitli tedavi yöntemleri önererek bu hastalığa bağlı şikayetlerin azalmasına yardımcı olabilirler ve akciğerlerde meydana gelen hasarı azaltabilirler.

Tedavi alan kişilerin daha az öksürmeleri, daha kolay balgam çıkarabilmeleri, mevcut nefes darlıklarının azalması sağlanarak hayat kaliteleri yükseltilebilmektedir. Böylece hasta kendini daha güçlü ve rahat hissetmektedir. Birçok hastalıkta olduğu gibi KOAH’ta da erken teşhis önemlidir. Hastalığın tedavisine ne kadar erken başlanırsa tedaviye alınan yanıt da o kadar iyi olacaktır.

KOAH, erişkinlerde yaygın görülen bir akciğer hastalığı olmasına rağmen hastalar genellikle hasta olduklarının farkında değillerdir. Ancak, hastalara aşağıdaki sorular yöneltilerek (erken) tanı konabilir. Siz de bu soruları yanıtlayarak KOAH olup olmadığınızı anlayabilirsiniz.

1. Haftanın çoğu günü öksürüğünüz oluyor mu?
2. Haftanın çoğu günü balgam çıkarıyor musunuz?
3. Yaşıtlarınıza göre nefesiniz daha kolay daralıyor mu?
4. Yaşınız 40 üzeri mi?
5. Halen sigara içiyor musunuz ya da önceden içtiniz mi?

Yukarıdaki sorulardan en az üçüne evet yanıtı verdiyseniz, doktorunuza başvurarak solunum fonksiyon testi (SFT) yaptırmanız ve KOAH hastası olup olmadığınızı öğrenmeniz uygun olacaktır.

SFT; akciğerlerin kapasitesini objektif olarak değerlendirme imkanı sağlayan, ağrısız, poliklinik şartlarında kolayca uygulanabilinen bir tetkik yöntemidir. SFT ile KOAH’ta tanı ve hastalık derecelendirilmesi mümkün olabilmektedir. Solunum sıkıntısı yaşıyorsanız ve / veya 1 aydan daha uzun süren öksürüğünüz varsa doktora başvurmanız uygun olacaktır.

Siz ve aileniz KOAH’a karşı ne yapabilirsiniz?

– Sigara içmeyin…
– Tedavinizi doktorunuzun önerdiği şekilde uygulayın. Yılda en az iki kez genel kontrol için doktorunuza başvurun.
– Sizin için grip aşısının uygun olup olmayacağını öğrenin.
– Soluk alıp verme sorunu yaşadığınızda hemen hastaneye gidin.
– Yaşadığınız ortamların havasını mümkün olduğu kadar temiz tutun. Duman vs gibi solunumsal maruziyetleri en aza indirmeye çalışın.
– Dengeli – sağlıklı beslenin ve düzenli eksersiz yapın.
– Eğer Ağır KOAH hastası iseniz doktorunuzun önerileri doğrultusunda evinizde gerekli tedavi (uzun süreli oksijen tedavisi vs.) uygulayın.

“Gizli tehlike KOAH’tan korunmak elimizde” için bir yanıt

  1. Astım, solunum güçlüğü, rinit, sinüzit, hırıltılı solunum, kulak çınlaması, nezle ve aşırı mukus oluşumu gibi şikayetleri olan 461 hasta incelendi. Bu hastaların %78’i sarsıcı bir şekilde basit bir kan testi [i] kullanıldığında pozitif reaksiyon gösteren gıdaların diyetlerinden çıkarılmasından sonra semptomlarında haftalar içerisinde anlamlı bir azalma sergilediler.

    yukarıdaki bölümü bir websitesinden kopyaladım.

    Piyasada gıda duyarlılığı testi yapan bir çok merkez var ancak bu konuda sağlık sebeplerimden dolayı ihtiyacım olduğu için ayrıntılı bir araştırma yaptım ve imupro ve yorktest ile ilgili geniş bilgi sahibi oldum.

    ImuPro elisa metodu ile yapılmaktadır ve ancak damardan alınan kan örneği ile yapılmaktadır. Yorktest ise parmaktan alnınan kan ile yapılıyor. Damardan alınan kan bu noktada daha doğru sonuçlar vermektedir. Ayrıca yorktest damardan alınan kan ile yapılıyor ve sonuçlar yurt dışına gönderilirken çeşitli problemler çıkabiliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek