Hipertiroidizm tedavisi

Hipertiroidizm tedavisi

Hipertiroidizm tedavisi, tiroit bezi tarafından vücudun ihtiyacından fazla üretilen tiroit hormonlarının normal seviyenin altına düşürülmesidir.

Hipertiroidizm tedavisi çeşitleri

Hipertiroidizm tedavisi, kalıcı ve kalıcı olmayan tedavi olarak ikiye ayrılır.

Kalıcı hipertiroidizm tedavisi

Kalıcı tedavi için batı ülkelerinde (özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da) radyoaktif iyot (kapsül) tercih edilirken Türkiye’de ve diğer bazı ülkelerde hala ameliyatla tedavi daha sıklıkla yapılmaktadır.

Kalıcı olmayan hipertiroidizm tedavisi

Kalıcı olmayan tedavi ise tiroit karşıtı ilaçlarla (karbimazol ve propiltiourasil) ile yapılan tedavi olup her zaman tiroit hormonları yeterli düzeyde ve kısa sürede düşürülemez; düşürse bile “bir süre” sonra hormonlar tekrar yükselip hastalık belirtilerinin ortaya çıkar. Bu türden tedavide hastalığın ne kadar süre sonra tekrarlayacağı belli değildir; her hastada faklıdır ancak genç hastalarda kısa süre sonra zehirli guatr yeniden alevlenir.

Tiroit karşıtı ilaçlar

Tiroit karşıtı ilaçları uzun süre kullanıldığında karaciğer, kan hücreleri ve üreme hücreleri (sperme ve yumurta hücreleri) üzerine ciddi yan tesirler oluşturabileceğinden bu tedavi altındaki hastaların sık aralıklarla (her ay) kontrolü gerekir.

Ayrıca, başta nodül ve tiroit bezesinde büyüme olmayan hastalarda kısa süre sonra nodül gelişimi ve tiroidin büyümesi (guatr) görülebilir. Bu tedavi için genel kural eninde sonunda hastalığın tekrarlamasıdır (nüks); “iki ileri bir geri”.

Ameliyatla hipertiroidizm tedavisi

Ameliyatla tedavi; ülkemizde hala en çok kullanılan yöntem olsa da batı ülkelerinde her geçen gün ameliyatsız tedavi yöntemleri daha fazla rağbet görmektedir. Örneğin, Amerika Birleşik Devletlerinde ve Kanada’da zehirli guatrda tek seçenek düşük doz radyoaktif iyot tedavisidir. Bazı Avrupa ülkelerinde ameliyat hala kullanılsa da her geçen yıl ameliyat edilen hasta sayısı hızla azalmaktadır.

Genel olarak tıbbın tüm alanlarında bu türden bir değişim yaşanmaktadır. Örneğin bundan 15-20 yıl önce mide ve on iki parmak bağırsağı ülseri olan bütün hastalar ameliyat edilirken bugün ülserli hastalar sadece ilaçla tedavi ediliyor. Aynı şekilde, bademcik ve geniz eti ameliyatları da artık batı ülkelerinde gittikçe daha az yapılır hale gelmiştir. Türkiye, tiroit alanında tam bu değişim dönemindedir.

Tiroit ameliyatının riskleri

Ses tellerine giden sinirlerin kesilmesi veya koparılması, kalbin fibrilasyona girmesi, akciğere kanama, tiroit krizi, kalsiyum bezelerinin çıkarılması ve nadiren de olsa ameliyat bölgesindeki damarların ve gırtlağın zarar görmesi tiroit ameliyatının risklerindendir. Bu risklerin çoğunluğu ölümcül olabildiği gibi diğerleri de hayat kalitesini önemli ölçüde düşüren sağlık sorunlarına neden olur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek