Kronik yorgunluk sendromu nedir?

Kronik yorgunluk sendromunun artık günümüz insanının en çok karşılaştığı sağlık sorunlarından biri olduğunu söyleyen uzmanlar, kronik yorgunluk tedavisi için alternatif yöntemlerin de kullanılabileceğini belirtiyor.

Yorgunluk sendromunun artık günümüz insanının en çok maruz kaldığı bir durum olduğunu belirten uzmanlar, “Kişi bir nevi tükenmişlik duygusuna kapılır. Bu kişiler baş ağrısı, baş dönmesi, anksiyete ve depresyon belirtileri, uyku dengesizlikleri, halsizlik, isteksizlik, kırgınlık şikayetleri ile hastaneleri aşındırırlar. Çoğu zaman tanı da problemler yaşanır. Bazen de salt depresyon olarak ele alınır ve tedavi edilmeye çalışılır.

Sürekli yorgunum, sabahları uyanamıyorum ya da uyuyamıyorum. Her tarafım ağrıyor, elimi kaldırasım gelmiyor gibi şikayetler ön plandadır. Eğer vakit ayrılıp dikkatli dinlenip incelenmezse hatalı teşhisler konur. Hatta her gidilen doktor ayrı bir tanı koyar. Böylece hastanın kafası iyice karışır. Kendisinde teşhis koyulamayan ciddi bir hastalık olduğu vehmine kapılır. Bu da şikayetleri daha da derinleştirir. Sonuçta kişinin doktorlara ve hastanelere olan güveni sarsılabilir. Kendisini bitkisel ilaçlara ya da alternatif yöntemlere yöneltebilir” dedi.

Manyetik terapi ve akupunktur tedavisi önerisi

Bu tip hastalıkları iyileştirme yöntemi olarak manyetik terapi ve akupunktur son yıllarda önem kazandığını dile getiren uzmanlar, “Manyetoterapi ilk önce astronotlar üzerinde uzayda kullanılmıştır. Daha sonra 200 bin insan üzerinde yapılan klinik deneyler neticesinde tıp hizmetine sunulmuştur.

Yer kabuğunun statik manyetizmasından daha da etkin olan pulsatif manyetik alan, hücre zar hareket periyodikliği ile daha uygun bir etkileşim oluşturmaktadır. Enerji eksikliği, genel ağrı, baş ağrısı, ve yorgunluk, manyetik alan eksikliğinin sonucu olarak ortaya çıkar. Bunlar kronik yorgunluk sendromunun da belirtileridir, ama dışarıdan manyetik alan verilince hasta düzelmektedir.

Magnetoterapi, zihinsel ve fiziksel rahatsızlığı olan hastalar üzerine yapılan kliniksel araştırmalarda yüzde 90 başarı göstermektedir. Japonya’da bir üniversite 11 bin 648 kişi üzerine yapılan manyetik tedavinin (yüzde 43 erkek) yüzde 92 başarı gösterdiği görülmüştür.

Manyetik alan vücuda uygulanınca manyetik dalgalar dokudan geçer ve ikinci akım oluşturur. Bu akımlar manyetik alan ile birleşince hücrelerdeki elektronlara ısı verir. Bu ısı adale ağrısı, kaslardaki şişmelere çok iyi gelir.

Magnetoterapi ile kandaki kalsiyum ve kolesterol miktarı azalınca hemoglobin daha hızlı hareket eder. Yüksek tansiyona sebep olan diğer maddelerde de azalma görünür. Kan temizlenir ve akışı hızlanır. Kalp rahatlar ve acı azalır veya yok olur. Yönetici sinirler normale döner ve onların yönettiği organlar düzgün şekilde çalışır. Kan akımının iyileşmesinden dolayı besleyiciler daha kolay ve verimli şekilde taşınır.

Manyetik dalgalar cilt, yağlı dokular ve kemikleri canlandırır. Sonuçta hastalığa karşı direnci arttırır. Manyetik alan düzensizliğini azaltarak enerji aktarır, kişi kendisini yenilenmiş ve dinç hisseder. Hücrelerin büyümesini destekler.

Manyetler diş ağrısı, omuzlar ve diğer birleşimlerdeki uyuşukluk, ağrıya iyi gelir. Vücudun kendi kendini iyileştirme özelliğini destekler” dediler

Elektromanyetik kirliliği

Hayatımızı etkileyen biyomanyetik alanın ay, güneş, diğer yıldız veya gezegenler gibi dünya dışı etkenler ve içinde bulunduğumuz yakın çevre ile kullandığımız cihazların etkisinin bilinmesi tedbir alma ve tedavi açısından önem taşıdığını dile getiren uzmanlar, şunları söylediler:

“Atmosferimizdeki tv ve radyo dalgaları, telsiz dalgaları, cep telefon sinyalleri, baz istasyonları ve yüksek gerilim hatları, evlerde ve işyerlerinde kullanılan elektronik cihazların yaydığı dalgalar sağlığımızı tehdit eden yoğun bir elektromanyetik kirliliğe yol açmaktadır. Bu faktörlerle oluşan elektromanyetik yoğunluk, aynı bir mıknatısın çekmesi gibi organizmanın manyetik alanını emerek manyetik alan eksikliğine neden olur. Bu ise baş da kronik yorgunluk sendromu olmak üzere bir çok hastalığın temelini oluşturur.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek