Panik atağın görüldüğü psikiyatrik bozukluklar

Panik atağın görüldüğü psikiyatrik bozukluklar

Çoğu zaman ani şekilde bunalma, korkma, kaygı duyma gibi hislere neden olan panik atak birçok psikiyatrik bozuklukta ortaya çıkmaktadır.

Panik atak hastalığının görüldüğü psikiyatrik bozuklukların çok sayıda olması, hastalığın tedavisini de zorlaştırmaktadır.

Panik atağın görüldüğü psikiyatrik bozukluklar

İşte panik atağın sıklıkla karşılaşıldığı psikiyatrik bozukluklar…

Panik Bozukluk

Panik ataklar en sık ve en çok panik bozuklukta görülür.

Sosyal Fobi

Sosyal fobik bir insanda zaman zaman panik atak yaşayabilir. Karşı cinsle konuşma durumunda kalma, bir toplulukta bulunma ve göz önünde olma, birileriyle tanışma ve göz göze gelme zorunluluğu, birilerinin önünde yazı yazma, bir şeyler yiyip içme, başkalarının yanında çişini yapma durumlarında panik atak yaşanabilir. Kişinin elleri titrer, yüzü kızarabilir. Terleme ve ateş basması, şaşkınlık, konuşmada kekeleme ve şaşırmalar ortaya çıkabilir. Bu o anki zorlanma durumuna bağlı bir kaygı-panik durumudur. Diğer zamanlarda, ya da kişinin bu ortamlardan kaçındığı zamanlarda panik atağı olmaz. Oysa panik bozuklukta her hangi bir yerde ve her hangi bir zamanda; beklenmedik bir anda panik ataklar ortaya çıkabilir. Sosyal fobikler çocukluktan itibaren sessiz, utangaç, çekingendirler, okullarda parmak kaldırmazlar, tahtaya kalkmazlar, kaldırıldıklarında yüzleri kızarır, bazen konuşamazlar, başları öne eğilir ve çok sıkılırlar ve utanırlar. Pek arkadaşları olmaz.

Özgül Fobi

Özgül fobide; korkulan, kaçınılan tek bir nesne ya da bir durum vardır. Örneğin; kedi-köpek-böcek görülünce, yaralanınca, kan görülünce, uçağa binince panik atak yaşanır.

Post Travmatik Stres Bozukluğu (Travma sonrası stres bozukluğu)

Tehdit, ağır hakaret ve saldırıya maruz kalma, işkence, tecavüz olaylar, deprem ve diğer doğal afetler, savaşlar gibi herkes için ciddi tehdit ve korku oluşturan durumlarda da zaman zaman panik ataklar olabilir. Kişi yaşadığı olayları hatırlatan bir ses, görüntü veya herhangi bir uyaranla birden geçmiş acı, travmatik anlarına dönebilir. Bazen uykularından panikle uyanırlar. Kendisini hala savaşta, cephede hissedip sipere yatanlar olur. Deprem travmasına maruz kalanlar o anı aynen yaşayabilirler.

Akut Stres Bozukluğu

Post travmatik stres bozukluğundaki gibi bir olayla karşılaşılmıştır. Ancak kişinin sıkıntıları olayı izleyen bir ay içerisinde ortaya çıkar. Belirti ve şikâyetler en az iki gün, en fazlada bir ay sürmelidir. Ağır bir benlik çözülmesi, karmaşa hali vardır. Duygusal tepki kaybı, uyuşukluk, dalgınlık, yabancılaşma, gerçeği algılamada bozukluk, kimlik duygusunda karmaşa ortaya çıkabilir. Bazen de panik atakta görülen çarpıntı, terleme, kızarma, yabancılaşma belirtileri görülür.

Genelleşmiş Anksiyete Bozukluğu

Anksiyete; kaygı, bunaltı, sürekli sıkıntı ve stres altında olma halidir. Bütün vücudu ve zihni etkilediğinde yaygınlaşmış demektir. Yoğunluğu artığında panik atak oluşabilir. Kişinin düşünce, duygu ve davranışları tamamen kaygı ve stres altındadır. Sürekli kötü bir şeyler olacağı endişesi vardır. En aşağı altı aydır her gün kaygı yaşanmaktadır. Birçok olay ve etkinlikler hakkında abartılı kuruntular-evhamlar dikkat çeker. Kişi huzursuzdur. Sürekli yer değiştirir. Sabırsız ve sinirlidir. Kaslarında gerginlik ve ağrılar vardır. Çabuk yorulur, dikkati dağılır. Her şeyin en kötüsünü düşünür. Sese, gürültüye ve ışığa karşı aşırı hassastırlar. Aşırı heyecanlı ve telaşlıdırlar. Adeta diken üzerindedirler. Oturdukları koltukların uçlarına “emaneten” oturur gibiler. Erkeklerde erken boşalma ve başarısız olma korkuları vardır. Mide-barsak sisteminde gastrit-ülser sıktır. Sık sık tuvalete giderler. Aşırı terlerler. Avuç içleri hep ıslaktır. Bazıları bu kaygıyı bastırmak için alkol, kumar ya da seks bağımlısı olur. Bazı hızlı çapkınlar bu kaygılı insanlardır. Bu kaygı-endişe hali yoğunlaştığında panik ataklar ortaya çıkabilir. Bazen de birlikte görülebilirler.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk(Takıntı-Saplantı-Titizlik Hastalığı)

Takıntılı-titiz kişilik yapılarında olan insanlarda daha çok görülen bir hastalıktır. Saçma olduğu bilinmesine rağmen tekrarlayıcı davranışlar olabilir. Örneğin kapı kilitlendiği halde defalarca kontrol edilir. Hatta yollardan işten dönülerek, bazen komşuya kontrol ettirilerek emin olunmak istenir. Ellerini bir kalıp sabunla yıkadıktan sonra hala temizlenmediğini düşünen şahıs, başına, tasdik için birini dikebilir. İçinden kutsal değerlere isyan-küfür gelen kişi, sürekli dualar okuyarak kendisini temizlemeye çalışır. Bazılarında çocuklarına-yakınlarına zarar verme korkusu ortaya çıkınca, onlarla yalnız kalmamaya çalışır. Kesici aletleri ortadan kaldırıp, hatta evden uzaklaştıranlar olur. Kimisi mikrop kapıp hasta olmaktan korkar. Bir yere dokunmaz. Ellerini sürekli temizler, eldiven kullanabilir. Peçeteyle kapıları tutabilir. Saatlerce banyoda tuvalette kalınabilir. Yanlış oldu diye defalarca ibadet edilebilir. Saatlerce abdest alınabilir. AIDS’in gündemde olduğu günlerde, güvenliksiz seksüel ilişki kuran insanlarda AIDS takıntısıyla sürekli muayene ve tahlil yaptırmalar baş gösterir. Bu tür hastalarda da takıntılarıyla ilgili kaygı ve stres düzeyleri yükselince panik atak ortaya çıkar.

Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu

Kişinin bağlı ya da bağımlı olduğu bir nesneden, kişiden, yerden ayrılmak zorunda olduğu durumlarda panik atak yaşanabilir. Bağımlılık yapısı çok belirgin olan insanlar bağımlı oldukları objelerle o kadar bütünleşirler ki, ondan ayrıldıklarında yalnızlık, korku, güvensizlik, panik yaşarlar. Ebeveynlerine bağımlı olan birisi, farklı bir şehirdeki okula giderken, evlenip evden ayrılırken panik olabilir.

Genel Tıbbi Bir Duruma Bağlı Anksiyete Bozukluğu

Fiziksel nedenli birçok hastalıkta da anksiyete ve buna bağlı panik ataklar görülebilir. Ciddi akciğer ve kalp hastalıklarında, şeker, Tiroid bezi hastalıkları, hormonal bozukluklar, enfeksiyon hastalıkları, kansızlık ve daha bir çok fiziksel hastalıkta anksiyete ve panik atak ortaya çıkabilir. Özellikle son yıllarda ağır gribal enfeksiyonlardan sonra panik atak ve depresyonlar ortaya çıkabilmektedir. Kan şekeri düşüklüklerinde şekeri normale çıkarabilmek için, panik de de bolca salgılanan Adrenalin hormonu ve kortizol, büyüme hormonu salgılanır. Adrenalin Sempatik sistemi uyarır ve panik atak oluşturabilir. Özellikle paniğe yatkın kişilerde daha çabuk oluşur. Akciğeri tıkayan ve kanın oksijenlenmesini bozan hastalıklarda, bazen astımda da anksiyete ve panik atak olabilir… Bunun için panik ataklı birinin bir ya da iki kez detaylı bir fiziksel muayene ve tahlil-tetkikten geçmesi gerekir. Bir şey çıkmıyorsa vakit geçirmeden psikiyatrik tedaviye başlamak gerekiyor.

Madde Kullanımına Bağlı Anksiyete Bozukluğu

Özellikle alkol ve kokain, esrar; amfetamin içeren “haplar” anksiyeteye sebep olabiliyorlar. Alkol -panik atak ilişkisini detaylı ayrı bir başlık altında inceleyeceğiz. Birçok alkol bağımlısında zamanla anksiyete-panik atak gelişebiliyor. Bazen de alkol miktarı azaltılınca veya birden bırakınca-alamayınca yoğun anksiyete ortaya çıkabilir. Alkol ayrıca merkez sinir sistemini baskılayarak depresyona da yol açabilir. Panik ataklıların bir kısmı sonradan alkolle “dostluğu” derinleştirir. Bir kısmı da ilk defa alkolle tanışır. Hatta yanında alkolle dolaşanlar olur… Panik gelmesin diye alkollü gezinen çok panik ataklı vardır…

Esrar son yıllarda gittikçe artan hızla kullanılmaktadır. Panik atağa yatkın, şüpheci-kıskanç insanlarda esrar ciddi psikiyatrik sorunlara yol açmaktadır. İlk defa esrar kullandıktan sonra panik atak yaşayan çok insan gördüm. Bazen buna sevgilisi-eşini aşırı kıskanıp, yaşamı çekilmez hale getiren hezeyanlarda eşlik edebiliyor.

Maalesef uyuşturucu tacirleri esrarı masum göstererek yaygınlaştırmaktadırlar. Bize gelen gençlerin çoğu o kadar kanıksamışlar ki, çok rahat ve övünerek ve nerdeyse bize de esrarı önerecek duruma gelmişlerdir.

Kokainde beyindeki Adrenalin, Dopamin gibi hormonları aşırı salgılatarak, depoları boşaltarak uyarı oluşturur. Anksiyete-panikatağa yol açabilir.

Esrar gibi yaygınlaşan Extazi de ciddi psikiyatrik problemlere sebep olmaktadır. Birçok gece kulübü ve barlarda, bazı okul çevrelerinde, hatta mahallelerde “ekmek -peynir” gibi satılmaktadır. İçeriğinde uyarıcı Amfetamin türevleri vardır. Başlangıçta kokain gibi uyarıcıdır. Enerji depolarını boşaltır. Vücut ısısını artırır. Çarpıntı ve ağız kuruluğu yapar. Huzursuzluk yaratabilir. Paniğe yatkın birisinde kolaylıkla paniğe çevirebilir. Bazen de ciddi depresyonlara sebep olmaktadır.

Anksiyeteli Depresyon

Depresyon sıklıkla aşırı sıkıntılı, huzursuz, anksiyeteli bir tablo oluşturur. Depresyonlu insanın en önemli özeliği: eskiden zevk alarak yaptığı işlerden artık zevk alamaz hale gelmesidir. Kişisel bakımını ihmal eder. Sosyal yaşamdan geri çekilir. Aşırı duygusallık ve çabuk ağlamalar, her şeyden etkilenmeler görülür. Kendine güvende azalma ve çekingenlik, etki altında kalma ortaya çıkar. Kimsenin kendisini anlamadığını, yalnız olduğunu düşünmeye başlar. Geçmişte yaptığı hataları büyüterek suçluluk duyguları geliştirir. Umutsuzluk ve karamsarlık vardır.

Dalgınlık, unutkanlık, okuduklarını anlayamama vardır. Uykuya dalamama, sık sık uyanma, sabahları ya erkenden sıkıntıyla uyanma, ya da kalkmak istememe, dinlenmemiş olarak uyanma söz konusudur. İştah azalıp, kilo verilebilir. Bazı depresyonlular sıkıntısını yiyerek gidermeye çalışır ve kilo artışı olur. Genç kızlarda kilo ve estetik takıntıları baş gösterir. Cinsel isteksizlik olur. Erkeklerde sertleşememe, bazen erken boşalmalar ortaya çıkar. Yeni birine aşık olma ve sürekli onu takıntı haline getirme hali olabilir. Aşırı sinirlilik, sabırsızlık, tahammülsüzlük ve her şeye karşı isteksizlik ortaya çıkar. Sigara ve alkol kullanımı artabilir. Kişi bir yere gitmek istemez. Canı istemez ve anlamsız gelir. Oysa panik ataklı insan dışarıda başıma bir şey gelebilir diye dışarı çıkmaktan korkar. Ya da yanına birisini alarak çıkabilir. Oysa depresyonlu birisine ısrar etseniz, cazip tekliflerde sunsanız sıkılır, çıkmak istemez. Depresyonlu hasta işe gitmek istemez, sorumlulukları ağır gelir. Gençler okulda başarısız ve uyumsuz hale gelirler. Ev hanımları çocuklarına bakamaz ve onlara sert davranır hale gelir. Ciddi aile kavgaları başlar. Korku ve kaygılar, aşırı titizlik ve takıntılar baş gösterir. Yorgunluktan dolayı küçük bir iş dahi kişinin gözünde büyür ve çok çabuk yorulur. Zaman zaman “Yaşamın hiçbir anlamı yok. Ölsem hem ben hem de her kes kurtulur” şeklinde düşünceler olur. Panik ataklı insan ise yaşama çok bağlı ve ölümden korkmaktadır. Depresyonlu kişi için ölüm sıradan ve sıcaktır. Hâlbuki panik atakta ölüm soğuk ve ürkütücüdür. Cenaze arabası görülünce kişi kötü olur. Ölüm haberleri çok rahatsızlık verir. Yakınlarının cenazesine gidemeyen çok panik ataklı vardır.

Depresyonda çok yoğun anksiyete-kaygı-bunaltı olduğunda, panik atak da ortaya çıkar. Panik atak daha “gürültülü” olduğundan ön plana çıkıp kişiyi ve hekimi yanıltabilir. Yukarıda sıraladığımız depresyon belirtilerinden 5-6 tanesi kişide varsa temel sorun depresyondur.

Bazen ciddi panik ataklardan sonra depresyon ortaya çıkabilir. Ya da panik ataklı birisi tedavi olduktan sonra depresyon geçirebilir. Bazen de depresyon tedavi edildikten sonra kişide panik atak gelişebilir.

Çoğunlukla %50-55 arası, depresyonla panik atak içi içedir. Yapılan çalışmalarda her iki hastalıktan sorumlu olan beyin bölgelerinin, yollarının ortak olduğu söylenmektedir.

Şizofreni ve Paranoya

Bazı şizofrenlerde, özellikle hastalığın ilk dönemlerinde panik atak olabilir. Fakat panik bozukluklu biri asla şizofreniye dönüşmez. Hastalarımızın en çok sordukları sorulardan biri de “Hocam ben şizofren miyim? Hastalığım şizofreniye çeviri mi?” sorusudur. Bu konuyu ayrı bir başlık altında, başka bir bölümde ayrıca inceleyeceğiz.

Şizofreni bir psikozdur. Yani düşünce alanında ciddi bozulmalar vardır. Şizofreninin değişik alt tipleri vardır. Özellikle şizofreninin ilk günlerinde; düşünce, duygu alanlarındaki karmaşalar, çelişkiler, şüpheler, gerçeklik yetisinin kaybolmaya başladığı süreçlerde, yoğun kaygı ve buna bağlı panik atak olabilir.

Bazı şizofrenlerde ” bana homoseksüel gibi bakıyorlar beni öyle zannediyorlar” hezeyanıyla, korku-panik olabiliyor. Ya da aşırı takip edilme-kötülük görme hezeyanları olan şizofren hasta, aşırı kaygı-korku nöbetiyle panik atak yaşayabiliyor. Şizofrenik hasta öz bakımına dikkat etmez. Tırnakları uzar, saçı-sakalına karışabilir. Cümleler kopukluk gösterir. Dağınık ve saçma konuşmalar vardır.

Paranoyaklarda da Tek bir konuda hezeyan vardır. Kişi kendisini çok çok önemli bir zevat; Mehdi, kurtarıcı gibi görebilir. Yani büyüklük paranoyası içerisindedir. Kıskançlık, güzellik, asalet, kâşiflik gibi çok çeşitli paranoyalar vardır. Paranoyaklarda da zaman zaman panik ataklar olabilir. Ama her panik ataklı paranoyak değildir. Ve panik bozukluk paranoyaya, şizofreniye dönüşmez. Şizofreni ve paranoyada çoğunlukla hastalık kabul edilmez. Hastaların yakınları kişiyi tedaviye, zorla vs getirir. Oysa panik bozukluklu hasta her an doktora, hastaneye yakın olmak ister. Bir kısmı hastane karşısında ev tutar. Bir doktorla evli olma hayalleri kuranlar olur…

Hipokondriasis (Hastalık hastalığı)

Halk arasında orasını burasını dinleyen, evhamlı, sürekli doktor doktor dolaşan kişilere hastalık hastası derler. Bu kişilerde de zaman zaman panik atak görülebilir. Kişi ciddi bir fiziksel hastalığı olduğuna inanmıştır. “tonlarca” tahlil-tetkik yaptırır. Onlarca doktor ve hastane dolaşır. Fiziksel bir bozukluğu olmadığına ikna olmaz. Sağlık haberlerini sıkı takip eder. Her kesin hastalığından kendisine bir pay biçer. Verilen ilaçların prospektüsünü en ince ayrıntısına kadar okur. Bütün yan etkilerde kendisinde çıkar. Doktorları kendisini anlamamakla suçlar. Birçoğu psikiyatra gitmez. Panik bozukluklu hastalarda ilk dönemlerinde bu hastalar gibi doktor doktor dolaşabilirler. Fakat bir süre sonra hastalıklarının psikolojik kökenli olduğunu anlar veya ikna edilerek psikiyatriste giderler. İyi bir panik bozukluk tedavisiyle geçici “hastalık hastalığı” tablosu da ortadan kalkar.

Somatizasyon Bozukluğu

Bu hastalık da fiziksel nedenlerle açıklanamayan çok sayıda bedensel yakınma vardır. Başta, sırtta, karında, göğüste, eklemlerde, kasıklarda, bağırsaklarda, cinsel ilişkide idrar yaparken yoğun ağrılardan yakınılabilir. Mide -barsak sisteminde: hazımsızlık, şişkinlik, bulantı, kusma, ishal görülebilir. Cinsel fonksiyonlarda bozukluk; cinsel ilgisizlik, sertleşme sorunu, erken boşalma olabilir. Kadınlarda aşırı kanamalı adet, düzensiz regl görülebilir. Boğazda düğümlenme, yutkunma güçlüğü, bir kolda veya bir bacakta güç kaybı, körlük, sağırlık, felç olma hali gibi belirti ve şikâyetler olabilir. Bu hastalarda da bazen panik atak ortaya çıkabilir. Yapılan en geniş tahlillerde ve bilumum muayenelerde asla bir şey çıkmaz. Sorun psikolojik kökenlidir. Yani gerçek körlük ya da sağırlık yoktur. Ama hasta öyle hisseder ve yaşar. Yapılan psikiyatrik tedaviyle kişi normale döner…

Yapay Bozukluk

Fiziksel ve psikolojik belirtiler iradeli olarak, kasıtlı şekilde ortaya çıkarılır. Ya da bunlar varmış gibi “numara” yapılır. Bu kişiler hasta rolünü benimserler. Bu insanlar panikatağı da taklit edebilirler. Genellikle dikkat çekmeye çalışan Histrionik ya da mazohistik kişilik bozukluğu olan insanlardır. Hastanelere yatmak için ilaçlar içip ishal olan, bir yerlerini kanatan, ateşini yükseltenler vardır.

Temaruz (Simulasyon)

Yapay bozuklukta olduğu gibi belirtiler görülür. Belirtilerin ortaya çıkarılması bir amaca hizmet eder. Örneğin, askerlikten muaf olmak, sorumluluklardan kaçmak, bir kazanç elde etmek hedeflenir. Yapay bozuklukta ise hasta rolünü benimseme esastır. Temaruzda da pek ala panik atak taklit edilip, sorumluluktan kaçma hedeflenebilir.

Depersonalizasyon Bozukluğu

Şahsın kendisini algılama ve değerlendirmesinde bir yabancılık söz konusudur. Ruhu bedeninden ayrılmış gibidir. Sanki bedenine dışarıdan bakıyor gibidir. Zihinsel süreçlerde kopma, sislenme hissedilebilir. Kişi bunun farkındadır. Bu yaşantısı sosyal, mesleki faaliyetlerinde aksamalara neden olmaktadır. Yabancılaşma durumu kişide panik duygusunu ve panikatağı ortaya çıkarabilir. Panik atakta da, kriz anında depersonalizasyon olabilir. Kriz geçince o da geçer. Depersonalizasyonda ise sürekli ve yenileyici olarak yabancılaşma vardır.

Panik ataklara sebep olabilen tıbbi durumlar

– Hipoglisemi(kan şekeri düşüklüğü)
– Feokromasitoma(Böbrek üstü bezi hastalığı, aşırı adrenalin salgısı yapar)
– Kortizol hormonu yüksekliği
– Tiroid bezinin aşırı veya yetersiz çalışması(Halk arasında guatr vs. denen hastalık grubu)
– Alkol ve diazem veya bazı-epilepsi ilaçlarının birden kesilmesi durumunda yoksunluk sendromu içinde panik ataklar görülebilir
– Kafein, kokain, uyarıcı amfetamin ve benzeri doping maddeleri alımı
– Vitamin eksiklikleri, kansızlıklar
– Beyin tümörleri
– Epilepsi(sara)hastalığı
– Multipl skleroz ve bazı nörolojik hastalıklar
– Akciğer hastalıkları(Tıkayıcı kronik akciğer, akciğerde damar tıkanması)
– Bazı kalp hastalıkları
– Bazı enfeksiyon hastalıkları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek