Türkiye’de de yüksek oranda tercih edilen sezaryenle doğum, bebeğin akciğerinin dış dünyaya uyum sağlamasında sorunlara neden oluyor.

Suda doğum, anne adaylarının tercih ettiği bir normal doğum türü olup doğum esnasında yaşanan ağrı ve sancıların daha az olduğu bir yöntemdir.

Suda doğum, sezaryen doğuma alternatif olarak geliştirilen ve doğum sancılarını azaltmak için uygulanan bir normal doğum tekniğidir.

Uzmanlar, doğumu normal mi yoksa sezaryen mi yapmaları gerektiği konusunda kararsız kalan hamilelere bu kararı kendilerinin değil hekimlerinin vermesi gerektiği uyarısında bulunuyor.

Normal doğum yapmaktan korkan anne adayları, yaklaşık 8-10 saatlik süreci kısaltıp 20-25 dakikaya indirmek için sezaryen doğum yapmayı tercih ediyor. Oysa normal doğum ile sezaryen doğum arasında önemli farklar ve bu farkların doğurduğu ciddi sonuçlar bulunuyor.

Normal doğum yapıldığı zaman kısa sürede taburcu olunabiliyorken, sezaryende bunun mümkün olmadığını ifade eden uzmanlar, normal doğumun ağrısız normal doğum yöntemiyle artırılması ve sezaryen doğum oranının daha aşağı seviyelere çekilmesi gerektiğini belirtiyor.

Tokofobi sözcüğünü hiç duydunuz mu? Bu soruya yanıtınız “hayır” olsa bile Türkçe karşılığı olan, “doğum yapma korkusu”na aşina olduğunuzu tahmin ediyoruz.

Dünyada geniş olarak uygulanan epidural yöntem, genel anesteziye göre daha üstün nitelikler taşıyor. Ancak, hastalar yeterli şekilde aydınlatılamadığı için yaygın olarak uygulanmıyor.

Yapılan bilimsel araştırmalar, normal doğumun son yıllarda çokça tercih edilen sezaryenden daha sağlıklı olduğunu ortaya koydu… Sezaryenin aksine normal doğum, bebek ve anne için daha yararlı. Üstelik sanıldığı kadar zor da değil…

Sezaryenle doğum da yapsanız, ikiz bebekleriniz de olsa, çalışıyor olsanız da ve hatta evlat edinmiş olsanız bile bebeğinizi emzirmeniz mümkün. Yeter ki gerçekten isteyin…