“Türkiye’de EHEC riski yok”

Yetkililer, dünyanın birçok ülkesinde ölümlere neden olan EHEC bakterisinin Türkiye’ye de gelip gelmeyeceği ile ilgili olarak yürekleri ferahlatan “EHEC’in Türkiye’de görülme riski yok çünkü Türkiye’nin salatalık ithal etmiyor” açıklamasında bulundu.

Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, Almanya’da salatalıklarda ortaya çıkan “Escherichia coli” (EHEC-STEC) salgınının Türkiye’de görülmesi riskinin olmadığını, çünkü Türkiye’nin salatalık ithal etmediğini söyledi.

Yetkin, TZD Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Bodrum’da sahte içki nedeniyle 3 Rus vatandaşının öldüğünü hatırlatarak, bunun 2 temel nedeni olduğunu söyledi. Türkiye’deki içki fiyatlarının çok yüksek olmasının kaçakçılığa veya sahteciliğe yol açtığını anlatan Yetkin, ikinci nedenin de bu konuda yapılan denetimlerin yetersiz olmasından kaynaklandığını belirtti.

Türkiye’de üst düzeyde gıda üreten işletme sayısının 55 bin, gıda ürünleri satan iş yeri sayısının ise 400-450 bin civarında olduğunu ifade eden Yetkin, bu büyüklükteki sektörü sadece 5 bin kişinin denetlediğini söyledi.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığında görev yapan her bir ziraat ve gıda mühendisinin daha önce 5 işyerini kontrol edebildiğini ancak son mevzuat değişikliği ile artık her mühendisin sadece 1 iş yerini kontrol edebildiğini ifade eden Yetkin, şöyle konuştu:

“Tarım teknisyenleri ve teknikerleri de iki iş yerine bakabiliyordu. Son çıkan yönetmeliklere göre gıda ürünleri satan işletmelerden bazıları, örneğin fırınlar denetim mekanizmasından çıkarıldı. Halbuki Türkiye’de bugün 10 binden fazla gıda mühendisi bu görevi beklemekte. Tarım teknikerleri ve teknisyenleri ile meslek yüksek okullarını da sayarsanız bu eğitimden geçen 60 binden fazla insan var. Bunlar da bu işi yapabilir. Dolayısıyla bugün yaşadığımız olayın sorumlusu Tarım ve Köyişleri Bakanlığıdır.”

EHEC-STEC salgını

Son dönemde Almanya’da salatalıklarda ortaya çıkan “Escherichia coli” (EHEC-STEC) salgınına da değinen Yetkin, söz konusu bakterinin Türkiye’de görülme riskinin olmadığını söyledi. Çünkü Türkiye’nin sebze ve meyve üretiminde bir sıkıntısının olmadığını ve bu ürünleri ithal etmediğini ifade eden Yetkin, “Türkiye 28 milyon ton sebze, 16 milyon ton da meyve üretiyor. Bizim bu ürünleri ithal etmemiz söz konusu değil dolayısıyla bu bakterinin Türkiye’ye girme riski de yok” dedi.

Rusya’nın da AB ülkelerinden ithalatı durdurduğunu anlatan Yetkin, “Türkiye’deki tarım ürünü ihracatçılarımız, AB ülkelerinde yaşanan bu kaosu ve Rusya’nın ithalat kapılarını Avrupa’ ülkelerine kapatmasını fırsata çevirebilir” diye konuştu.

Türkiye’nin, hiç ihtiyacı olmamasına rağmen 126 ülkeden işlenmemiş tarım ürünleri ithal ettiğini ifade eden Yetkin, bu konuda ithalat izni verilmesini anlayamadığını kaydetti. Masasının üzerinde duran elmaları gösteren Yetkin, söz konusu elmaların uzak doğudan ithal edildiğini, halbuki Türkiye’nin elma üretimi konusunda iyi seviyede olduğunu söyledi. Yetkin, “Meyve sebze ithalatına Türkiye’nin bugünden itibaren son vermesi gerekiyor. Kimsenin insanların sağlığıyla oynamaya hakkı yok” dedi.

Türkiye’de bu sezon meyve sebzenin çok ucuz olması gerektiğini ancak yaşanan iklimsel değişim ve dönüşümler nedeniyle üretimlerde kaymalar yaşandığını anlatan Yetkin, haziran ayında çıkması gereken ürünlerin temmuz ayına sarktığını anlattı. Yetkin, iklimsel değişimler sonucunda meyve ve sebze fiyatlarında dalgalanmalar yaşandığını anlattı.

TMO’nun halen buğdaya, arpaya, çavdara ne kadar fiyat vereceğini açıklamadığını da belirten Yetkin, alım fiyatlarının bir an önce açıklanması gerektiğini söyledi. Hasat başladıktan sonra TMO’nun piyasaya girmekte gecikmesi halinde bu ürünlerin çok düşük fiyatlarla elden çıkarılacağını kaydeden Yetkin, “Bu tüketiciye de fayda sağlamaz çünkü tüccar tüm ürünleri alıp ondan sonra tribüne çıkıp buğday piyasasını izlemeye başlayacaktır. Onun için fiyatların bir an önce açıklanması gerekir” şeklinde konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek