Uzmanından sağlıklı yaşam reçetesi

“Güzel yaşayan güzel yaşlanır. Huzur, her şeyden önce inanmak, geçmişin sıkıntılarına takılıp kalmamak, şükretmeyi bilmek, hoş görmek, sahip olmayı bırakıp kendiniz olabilmek.” diyen Prof. Osman Müftüoğlu’na göre sağlıklı olmak için önce iyi insan olmak lazım. İşte Prof. Osman Müftüoğlu’nun sağlıklı yaşam reçetesi…

Türkiye’de dönem dönem popüler olan bilim adamları var. Ancak özellikle son 10 yılda sürekli gündemde olan neredeyse tek isim Prof. Dr. Osman Müftüoğlu. Türkiye’deki birçok önemli siyasetçi, işadamı ve sanatçının ‘hayat danıştığı’ Müftüoğlu, onların sağlıklı yaşam sürmesi için sürekli tavsiyelerde bulunuyor, reçeteler hazırlıyor. Bir anlamda Müftüoğlu, insanoğlunun sağlığını korumasını kendi adına vazife edinmiş! Müftüoğlu’nun kaliteli yaşam için insanlara tavsiyesi aslında zor ve yapılmayacak türden değil; aksine çok basit! Mesela Müftüoğlu göre sağlıklı bir yaşamın olmazsa olmazı ‘huzur’.

Türkiye’nin kaderini etkileyen hayatlara tanıklık ettiniz. Anılarınızı yazmayı düşünmüyor musunuz?

Ben bir hekimin ve hekimin her ne sebeple olursa olsun hastalarının özeline dair şeyleri anlatması etik değildir. Zaten bana anlatmayacağımı bildikleri ve güvendikleri için geliyorlar. Çok farklı kesimden insanlarla beraber oldum. En güçlü politikacıların en güçlü oldukları dönemde onlarla yol arkadaşlığı yaptım. En zengin insanların en yakınında oldum. Ekonomik gücün neye ve ne kadar işe yaradığını gördüm. Yine Numune Hastanesi’nde, -Türkiye’nin fakir kapısı hastanesidir- başhekimlik yaptığım dönemde parasızlıktan dolayı insanların başına neler gelebileceğini, fedakârlıkların ölçüsünü gördüm.

Güç, iktidar ve fakirlik… Hepsinin eşit noktası hastalık sanki. Hastalık, insanı eşitleyen bir şey midir?

Bence Allah’ın insanlara en eşit dağıttığı şey sağlıktır. Hastalığı da sağlığın zekatı olarak düşünüyorum. Aslında insanlar sağlıkta ve hastalıkta eşitler. Önemli olan sağlığı korumak.

Sizi beslenme uzmanı ve diyetisyen olarak biliyoruz. Koruyucu tıp nereden çıktı ve nedir?

Ben iç hastalıklar profesörüyüm. İç hastalıkların belli alt grupları vardır. İlgi duyduğum bölüm metabolizmadır. Metabolizma hastalıklarının teşhisi ve tedavisinde önemli bir faktör beslenmedir. Beslenmenin içinde bir sürü alt başlık var; kanserde beslenme, kalp hastalıklarında beslenme, bellek bozukluklarında beslenme… Fark ettim ki sağlıklı/dengeli beslenme sağlanabilirse birçok hastalığın önüne geçmek mümkün. Yine bu konuda insanlarda bilgi açlığının çok fazla olduğunu gördüm. Bu süreç doğal olarak beni sağlığı koruma konusunda uzmanlaşmaya götürdü. Burada sorumluluğunu aldığım insanların etkisi de var. Çünkü beni hastalanınca gidilecek doktor olarak değil de, eskilerin tarifiyle müdavi-sürekli hekim olarak düşündüler. Aslında Hipokrat’tan bu yana tıbbın görevi insanı hastalıklara karşı korumak ama sağlık endüstrisi bu anlayışı değiştirdi. Tıp daha çok para getiren teşhis ve tedaviye yoğunlaştı. Nihayet 2000’lerde yaptığı hatayı fark etti ve koruyucu tıbba yöneldi. Bunu fark edenlerden biri olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Koruyucu tıp, hastalanmadan önce hastalıklara karşı bedeni ve ruhu güçlendirmeye çalışır.

İnsanlara koruyucu tıbbı fark etmiş bir hekim olarak ne önerilerde bulunuyorsunuz?

Sağlıklı olmak için iyi insan olmak, hayata iyi bakmak, inançlı olmak gerekiyor. Aidiyet duygularınızın olması lazım; bir hemşeri ilişkilerinizin, aile ve evlilik ilişkisinin veya mesleki birlik ilişkisinin yani bir ağın içinde kendinizi hissetmeniz gerekiyor. Sağlıklı olmak illa kolesterolün, şekerin, tansiyonun normal olması anlamına gelmiyor. Tabii ki bunlar normal anlamlardır ama aynı zamanda sağlıklı olmak, kendini iyi hissetmek iyi uyumak anlamına gelir. Bir insan yarın sabah kimi dolandıracağını düşünerek uykusunu getiremez. Kimin yerine geçeceğinizi düşünerek uyku tutturamazsınız. İnsanlara birçok şeyi belki üstüme vazife olmayan alanlarda bile cesaretle duyurmaya çalışıyorum.

Kaliteli yaşam reçetesi

Kaliteli bir hayatınız olsun derken “hayatı daha kaliteli yaşamak” fikrini anlatmaya gayret ediyoruz. Kaliteli hayatın zor olduğunu savunanlar eleştirilerini böyle bir yaşamın onları lezzetten ve keyiften uzak tutmasına dayandırırlar. Yanlıştır! Kaliteli hayat brokoli çorbası içip bürüksel lahanası yemek, sabahın soğuğunda koşuya çıkıp, akşamın erken saatlerinde yatağa girmekse “biz onu almayalım” derler! Haklılar! Çünkü hayatın içinde haz yoksa aşk, coşku, neşe, hasret ve heyecan yoksa kısacası tat yoksa o aslında yaşanmamış, en azından eksik yaşanmış bir hayattır.

Huzura odaklanın. Güzel yaşayan güzel yaşlanır. Huzurun, her şeyden önce: inanmak, geçmişin sıkıntılarına takılıp kalmamak, şükretmeyi bilmek, hoş görmek, sahip olmayı bırakıp kendiniz olabilmek.

Başkalarının ilaçlarını önermeyin, başkalarının ilaçlarını kullanmayın.

Doğru beslenin. İhtiyacınız kadar yiyin için. Ne çok, ne az. Yağı azaltın. Yerken sohbet edin, keyifli yiyin için. Yedikleriniz için şükredin. Düzenli kahvaltı yapın. Akşam yemeğini erken yiyin.

Bağışıklık sisteminizi güçlendirin. C vitamini, çinko, B grubu vitaminler gibi bağışıklık desteklerinden yararlanın. Yeterince protein alın. Yağı ve şekeri azaltın.

Kan basıncınızı iyi izleyin. Tuzu azaltın, potasyumu artırın. Daha çok sebze, meyve ve posalı yiyecekler tüketin. Aspirinin kan inceltici ve damarları koruyucu gücünden istifade edin.

Belleğinizi koruyun, geliştirin. Okuyun, izleyin/düşünün, düşleyin… Bulmaca ve oyunlarla bellek egzersizleri yapın. Sigara ve alkolden uzak durun.

Entelektüel kapasitenizi geliştirin. Eğitim düzeyinizi yükseltin. Yeni ve farklı şeyler okuyun, öğrenin. Daha sık sinema ve tiyatroya gidin. Müzik dinleyin, konser izleyin. Seyahat edin, söyleşiler, konferans ve tartışmaları izleyin. Yeni hobiler edinin.

Sosyal ilişkilerinizi geliştirin. Daha çok arkadaş edinin. Komşularınızla iyi ilişkiler kurun. Yardım derneklerinde görev alın. Bayramlarda, düğünlerde, doğumlarda, ölümlerde dostlarınızın yanında olun.

Sigara içmeyin ve içilen yerlerde de durmayın. Alkol kullanmayın.

Ağız ve diş bakımınızı ihmal etmeyin.

Çevrenizdeki elektromanyetik yükü azaltın. Cep telefonuyla daha az konuşun. Kulaklık kullanın. Yatak odanızdan saat, radyo, televizyon gibi elektrikli aletleri çıkarın.

Meyve ve sebzeler sağlığın garantisidir. Bu sebeple sebze ve meyveleri daha çok kullanmanın yollarına bakmalı. Mesela kahvaltıda yediğiniz hazır tahılların içine kuru veya taze meyve katın. Kek ve kurabiyelerin içine kuru veya rendelenmiş taze meyve parçacıkları ekleyin. Salatalarınıza ıspanak, ebegümeci, semizotu, nane, maydanoz gibi yeşil sebzeler ekleyin. Ispanaklı veya domatesli makarna kullanın. Etli yemekleri mutlaka yanında sebzeyle yiyin. Çorbalarınıza değişik sebzeler ekleyin. Meyve soslu tatlılar yapın. Kola yerine maden suyuyla karıştırılmış yüzde yüz meyve suyu için. Taze üzümleri dondurun ve bonbon yerine yiyin. Çantanızda ara öğünler için kuru meyve bulundurun. Ara öğünlerinizi çiğ meyve ve sebzelerle geçirin.

Zarafetle yaşlanın

Her şeye rağmen yaşlılığın güzel, hoş, zarif ve güçlü yanları da vardır. Eğer zarafetle yaşlanmak istiyorsanız yaşlanmanın bu tarafını daha fazla parlatın. Düşünün ki, kendinize daha bol zaman ayıracaksınız.

Sosyal kelebek olun. Çünkü araştırmalar gösteriyor ki sosyal kelebekler daha uzun yaşıyor. Sosyal kelebeklerin hobileri, farklı renklerde dostları, çevreleri, gökkuşağı kadar çekici ve olumlu düşünceleri, güçlü bir dost çevreleri var.

İyi yaşlanmak iyi alışkanlıklar edinmeyi de zorunlu kılıyor. Her zaman yapacak bir şeyi olmak, hobilerini geliştirip yeni ve farklı alışkanlıklar kazanmak çok önemli.

İyi yaşlanmak istiyorsanız iyimser biri olmaya ve öyle kalmaya özellikle dikkat etmelisiniz. İyimser olmanın her şeye iyi geldiğini, her şeyi iyileştirdiğini bilmelisiniz. İyimserliğin dış görünüşünüzü bile etkileyeceğinden, sizi daha mutlu ve güzel göstereceğinden şüphe etmemelisiniz. İyimser olanların kalp-damar sağlıklarının ve iç dünyalarının da daha sağlıklı olduğunu gösteren binlerce çalışma var.

Kırışıklıkları azaltmanın yolları

Hissettiğinizden daha yaşlı görünen cildinizden dolayı üzülüyor musunuz? Cildin zamanla yaşlanması kaçınılmazsa da bugünkü bilgi ve teknolojilerle bu süreci geciktirmek artık mümkün olabilmektedir.

Güneşten sakının! Kırışıklıkların bir numaralı sorumlusu güneş ışınlarıdır.

Güneşe çıkmak zorundaysanız mutlaka güneş koruyucu kullanın.

Sigara içenlerde cildin önemli yapı taşları olan kollajen ve elastini bozan bir enzim salındığı ispatlanmıştır.

Gözlerinizi kısmayın. Gerekirse okuma gözlüğü ve güneş gözlüğü kullanın.

Uykunuzu yeterli alın.

Sırtüstü uyuyun. Çünkü gece boyunca yan veya yüzüstü yatmak yanaklarda, çenede ve alında yeni kırışıklıklara yol açabilmektedir.

Daha fazla özellikle somon tüketin.

Daha fazla meyve ve sebze yiyin.

Kahve yerine kakao için. Kakaoda, deriyi güneş hasarından koruyan, deri hücrelerinin yapısını düzelten flavanol bulunmuş.

Nemlendirici kullanın.

Yüzünüzü aşırı yıkamayın. Yüzün suyla aşırı yıkanması, cildi kırışıklıklara karşı koruyan ve doğal bariyer oluşturan yağı ve nemi uzaklaştırır.

Genç ve sağlıklı bir cilt için su tüketin.

Yoğurt cilt dostudur. Özellikle yağsız yoğurt. 20’li yaşlardan sonra süt yerine yoğurdu tercih edin.

Zaman – Pazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek