Detoksla hayatınızı tatlı ve güzel hale getirin

Ailenizle birlikte daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmek için tükettiğiniz besinlere dikkat edin. Detoks ile arınarak, vücudumuza giren gıdalar konusunda bilinçlenerek, hayata pozitif bakarak, kısacası kendimizi önemseyerek başlayalım yeni güne…

Mayıs ayında Bodrum Türkbükü’ndeki detoks merkezine giderken detoks seyahatim sonrası yaşayacağım aydınlanmadan ve benimseyeceğim yaşam biçiminden tamamen habersizdim- tek bildiğim, oldum olası bu dünyaya kazık çakmak ve Ajda tadında mezara kadar genç görünmekle ilgili bir tutkum olduğu idi… Sadece sıvı gıdalar ve bol miktarda besin desteği alarak, gün boyu sağlıklı yaşamla ilgili kitaplar okuyup sohbetler yaparak, kâh Türk hamamında köpük masajı yaptırıp, kâh yeşillikler içinde yoga ve meditasyon yapıp rahatlayarak, geceleri bir bebek gibi erken yatıp, sabahları çalar saat olmaksızın kuş sesleri ile uyandığım, huşu içinde geçen dört gün, insanlık için küçük, ama benim için çok büyük bir adım oldu. Orada yaşadıklarımı, duyduklarımı, sonrasında da okuduklarımı ve artık istisnasız bir şekilde uyguladıklarımı sadece kendime saklamam mümkün değil, zira ne kadar uzatmaya çalışırsak çalışalım yine de ‘kısa’ ve ‘yarım’ kalan hayat yolculuğunda her şey paylaştıkça güzel ve anlamlı. Arınarak, vücudumuza giren gıdalar konusunda bilinçlenerek, hayata pozitif bakarak, kısacası kendimizi önemseyerek nasıl daha sağlıklı, güzel ve dinç kalacağımızı, genç görünmeye devam ederek ‘yıllanacağımızı’, gelin hep birlikte inceleyelim…

Su
Su, detoksun ve genç kalmanın en önemli iksiri. Ama her su değil; PH değeri yüksek, tükettiğimiz asitli gıdaların vücuttaki olumsuz etkilerini dengeleyecek ve hücre yenilenmesini hızlandıracak, iyonize su en ideali. Bunun bir makinesi var, PH değeri 10 olan, iyonize, mikro su üretiyor. Bir çeşit filtre gibi, ama çok daha detaylı. Bu makinelerden edinemiyorsanız, piyasada satılan şişelenmiş sulardan PH degeri 8 ve üstü olan suları bularak, bunları tercih edin… Suyu aç karnına, yemek aralarında, oda sıcaklığında tüketin. Yemeklerden yarım saat önce ve bir saat sonra içebilirsiniz. Güne iki bardak, az miktarda limon ya da elma sirkesi damlatılmış, ılık su ile başlayın. Günde en az üç litre yüksek PH’li su için. Suyunuzu taze nane yaprakları, dilimlenmiş limon ya da salatalık ile içimi daha keyifli bir hale getirebilirsiniz.

Tuz
Hazır yiyeceklerin içinde yer aldığından, farkında olmadan, ya da kendi elimizle yemeklerimize ekleyerek, ihtiyacımızdan kat kat fazla tuz alıyoruz. En kötüsü de sofra tuzu tabir edilen, bir sürü kimyasal işlemden geçmiş, rafine edilerek ağartılmış olan formatı. Rafine edilmemiş, hiç işlem görmemiş tuz tüketmeye çalışın. Tercihen Himalaya tuzu ya da saf deniz tuzu (Aktarlardan bulabilirsiniz). Himalaya tuzu çok değerli bir mineral yapıya sahip, çünkü 250 milyon yıl önce dünyadaki ilk denizlerin tuzu. Himalaya Dağları’nın eteklerinde hiç bozulmadan, kirlenmeden korunmuş. Aşırıya kaçmadan sofra tuzu yerine kullanılacak bu tuzun içinde vücudumuz için son derece faydalı 84 farklı element bulunuyor…Ben minik bir kavanoz içinde çantamda taşıyorum.

Şeker
Hayatımızdan tamamen çıkarmamız gereken şeker formu ‘rafine edilmiş’ şeker. Aşırı şeker tüketimi iç organlarımızı yoruyor, şişmanlığa ve erken yaşlanmaya yol açıyor. Şeker ihtiyacını karşılamanın en iyi yolu taze meyveler yemek. Eğer mutlaka ilave şeker kullanacaksak, doğal ve bitkisel bazlı tatlandırıcılar tercih etmeliyiz.
Bir de Manuka balı adında antiseptik özelliği olan bir Yeni Zelanda balı var, şifalı olan bu balı ilaç niyetine, kışın tüketebilirsiniz.
Aspartame, sakarin ve benzeri her türlü kimyasal tatlandırıcıdan, bu tür tatlandırıcılar ile hazırlanmış yiyecek ve içeceklerden uzak durmaya çalışalım. Kanserojen oldukları, Alzheimer, Parkinson, MS, epilepsi gibi birçok hastalığa yol açtıkları yönünde güçlü hipotezler var.

Yağ
Hayvansal yağları minimuma indirmekte büyük fayda var. Bitkisel yağlar içinde yer alan margarin zaten yıllardan beri kara listede, çünkü doğada olmayan, tamamen sonradan ‘yaratılmış’ ve bir çok işlemden geçerek üretilen bir yağ türü. En iyisi soğuk sıkma yöntemi ile ısıya maruz kalmadan, mekanik yöntemlerle üretilen zeytinyağı. Zeytinyağını pişirmede kullanmak içindeki besin değerini azaltıyor. Bu yüzden sebzeleri haşladıktan sonra zeytinyağını soğuk olarak eklemek en iyisi. Ve tabii zeytinyağını salatalarla tüketmek…Organik olursa daha da iyi…Diğer faydalı yağlar: Keten tohumu, susam ve hindistan cevizi yağı…

Et – süt
İnek, koyun ve tavuk etleri, sütleri ve peynirleri, antibiyotik ve büyüme hormonlarını vücudumuza taşıyor. Organik bulabiliyorsanız inek, koyun ve tavuk etlerini organik tüketin; şarküteri ürünlerinden uzak durmaya çalışın. Nitrat gibi birçok zararlı kimyasallar içeriyorlar. Protein ihtiyacınız için taze deniz balıklarını tercih edin. Özellikle de Omega 3 açısından zengin olan ve kalp sağlığı için çok yararlı olan somon balığı. Pişirmesi de oldukça kolay; yağ da kullanmanıza gerek yok. Süt ve peynir için keçi ürünlerini tercih edin, zira keçiler hâlâ geleneksel usüllerle yetiştiriliyor ve bu nedenle tercih sebebi oluyor.

Sebze – meyve
Bol bol sebze ve meyve tüketin- ama mevsiminde ve mümkünse organik olanları satın alın. Meyveleri aç karnına yeyin, asla yemekten sonra degil. Maksimum fayda için her seferde en fazla iki değişik çeşit meyve tüketin. Özellikle yeşil olan sebzeleri, çiğ olarak yemeyi tercih edin. Mutlaka çok iyi şekilde yıkayın, böcek ilacı gibi kimyasal kalıntılardan arındırın. Bir katı meyve-sebze sıkacağı alarak sebze ve meyvelerle birbirinden keyifli karışımlar yaratın. Her gün aç karına bir büyük bardak için. Salatalarda açık renkli marul ya da ‘atom’ salata yerine roka, ıspanak, su teresini karıştırarak bir ‘süper yeşil karışım’ yaratın. Baklagilleri filizlendirerek salataların üzerine ekleyip ‘canlı’ formda tüketin. Fakat soya genetik değişime uğradığından soya yerine organik maş fasulyesi, alfalfa, buğday, mercimek tercih edin. Filizlendirmeyi çok basit bir şekilde, üstü tülbentle örtülmüş bir cam kavanoz içinde, kendi evinizde de yapabilirsiniz. Günde beş öğün meyve ya da sebze tüketin.

Neden detoks?
– Enerji artışı
– Yeterlilik ve iyilik hissi
– Daha iyi uyku
– Dengeli ve düzenli ruhsal yaşam
– Kolay konsantrasyon ve kolay hatırlama, zihin açıklığı
– Sabah dinçliği
– Daha az enfeksiyon, daha güçlü bağışıklık sistemi
– Daha az mide, bağırsak ve kalp sorunu
– Daha sağlıklı ve genç bir deri
– Daha sağlıklı saçlar ve tırnaklar

Detoksun genel kuralları
– Kimyasal içerikli hiçbir ürünü tüketmemeye özen gösterin.
– Tabii ki sigarayı bırakın.
– Her zaman mevsiminde, taze, işlenmemiş, organik ürünleri tercih edin.
– Acıkmadan yemek yemeyin, masadan hafif aç kalkın.
– Acıktığınızda ilk olarak bir bardak oda sıcaklığında alkali su için.
– Sebzeleri mümkün olduğunca çiğ tüketin, mesela ıspanağı pişirmek yerine salatasını yapın. Pişirme yöntemi olarak kaynatmak yerine buharda pişirmeyi ya da az miktar yağ ile teflon tavada pişirmeyi tercih edin. Kömür ateşinde pişmiş etler, sebzeler her ne kadar lezzetli olsalar da kansorejen olabiliyor.
– Gazlı içeceklerden uzak durun; onun yerine bol bol su için.
– Meyve sularını taze sıkılmış olarak için.
– Kafein tüketimini en aza indirin.
– Alkol tüketimini minimuma indirin.
– Yemişleri kavrulmamış, tuzsuz olarak tüketin.
– Uykunuzu ihmal etmeyin, gecede yedi-sekiz saat deliksiz uyku lazım.
– İşlenmiş, konserve, kutulanmış, hazır yiyecekleri diyetinizden çıkarın.
– Aluminyum esaslı maddelerden uzak durun ( aluminyum kağıt, tencere, deodorantlar, vb)
– Cep telefonunu kulaklıkla kullanın. Ayrıca cep telefonuna yapıştırılan ve zararlı elektromanyetik dalgaları emen aparatlardan edinin.
– Çizilmiş teflon tava ve tencere asla kullanmayın.
– Sentetik kıyafetler giymeyin.
– Yatak odanızda manyetik/ elektronik dalga yayan aletler bulundurmayın.
– Kıyafetlerinizi kuru temizleme yerine doğal bazlı malzemelerle yıkamayı tercih edin, eğer sadece kuru temizleme oluyorsa, aldıktan sonra torbasından çıkararak iyice havalandırın.
– Ruhsal detoks icin çok yorucu olmayan egzersiz, açık havada yürüyüş, yoga, pilates, meditasyon yapın.
– Ayda bir hamama gidin, kese yaptırın, haftada bir masaj yaptırıp vücudunuzu rahatlatın.

Unlu besinler
Tam tahıllı besinleri, aşırıya kaçmadan ve yağsız tüketin. Kahvaltıda bir dilim, kızarmış, tam tahıllı ekmek; haftada bir ya da iki kere tam buğdaydan hazırlanmış yağsız makarna, esmer pirinçten ya da esmer bulgurdan pilav gibi…

Antioksidan besinler
– Buğday çimeni suyu: Kanı temizlemek, güçlendirmek için içilen buğday çimeni suyu, taze organik klorofil içerir. Hücre yenilenmesi için gerekli tüm aminoasitleri, mineralleri, vitaminleri barındırır; aktif enzimlerle doludur. İdeali aparatlarını alıp evde üretmek ve her gün taze taze iki bardak içmek (50-70 ml). Mucizevi bir besin; hücre yenilenmesi için bire bir.
– Nar: Harika bir antioksidan kaynağı, ama paketlenmiş suyunu değil, kendisini tüketin.
– Siyah üzüm: Kuru halde daha da yüksek antioksidan içeriyor
– Kara erik: Kuru halde daha da yüksek antioksidan içeriyor.
– Beyaz Çay
– Rooibos Çayı
– Yeşil Çay
– Brokoli
– Yaban Mersini
– Böğürtlen
– Kiraz
– Kivi
– Ispanak
– Kırmızı Biber
– Brüksel Lahanası
– Ton balığı (taze, konserve değil)
– Ceviz, badem, fındık (tuzsuz, kavrulmamış)
– Domates
– Ayçiçeği/ Kabak çekirdeği
– Karpuz
– Havuç

Antioksidan destekler
– Vücudumuz için gerekli, hatta kimi zaman hayati oranlarda almamız gereken vitamin, mineral ve amino asitleri maalesef her zaman doğal yollardan almamız mümkün olmuyor. Bazen yeterli derecede sebze ve meyve tüketmediğimizden, bazen vücut için fayda sağlayacak miktarlarda besin almamız gerçekçi olmadığından, bazen de vücuda fayda sağlayan maddeleri normal yollardan tüketemediğimiz için besin takviyelerini günlük yaşantımızın bir parçası haline getirmek büyük fayda sağlıyor. Yalnız takviyeler de özelliklerine göre değişiyor. Boya, şeker, koruyucu, katkı maddesi ve kimyasallar içermeyen, vejetaryen, doğal ve organik olan markalar tercih edilmeli.
– Antioksidan etki için tavsiye edilen günlük dozlar:
A Vitamini : 7,500- 10,000 IU
Beta Karoten: 7-15 mg
C Vitamini: 1-2 g
E Vitamini: 400-600 IU
Koenzim Q10: 100-200 mg
Alfa Lipoik Asit: 100-150 mg
Çinko: 15-30 mg
Krom: 200 mcg
Kalsiyum: 500-1000 mg
Magnezyum: 150-200 mg
Glutatyon: 500 mg
Selenyum: 100-200 mcg
Genistein: 100-200 mg
Daidzein: 100-200 mg

Spor
Trambolin, vücudumuzdaki 75 trilyon hücrenin aynı anda ve eşit oranda çalışmasını sağlayarak daha güçlü, daha esnek ve daha zayıf olmanın en etkili yolunu sunuyor. Küçük, ev tipi, alçak bir trambolinle yapılan hareketler, bir çeşit hücresel masaj sağlıyor ve bu da kan dolaşımını hızlandırırak, kan damarlarını açıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek