Diyabetin hamileliğe ve bebeğe etkileri

Anne adayının vücudunda meydana gelen istenmeyen değişiklikler, anne ve bebeğin yaşamını tehdit edebilir. Bu nedenle gebelik öncesi kontrolleri büyük önem taşıyor. Gebelik doğal bir olay olmasına karşın gebelik sürecinde anne ve bebeğin sağlığını tehlikeye sokabilecek birtakım olaylar gerçekleşebiliyor.

Pof. Dr. Hakan Şatıroğlu’nun verdiği bilgilere göre; normal seyreden gebeliklerde bile anne adayının vücudunda meydana gelen bazı istenmeyen değişiklikler, anne ve bebeğin yaşamını tehdit edebilir. Bu nedenle anne adayları gebelik öncesinde gerek vücudun böbrekler, karaciğer, solunum sistemi, kalp ve damar sistemi, kan şekerini ve kan yapısı gibi temel fonksiyonları ve gerekse de özellikle düşüklere ve sakat bebeklere neden olabilen toksoplazma, herpes (uçuk), kızamıkçık, ve benzeri virütik hastalıklar açısından sıkı bir tıbbi kontrolden geçmeli ve bir sakınca yoksa öyle gebeliğe karar verilmelidir. Aksi takdirde bu sorunlar anne adayını ve hiçbir şeyden haberi olmayan bebeği zor durumlara sokar, hatta ölümlerine yol açabilir.

Hamilelik planlanmalı
Gebelikler kazara değil planlanarak olmalı, “aile planlaması” uygulanmalıdır. Böylece doğum öncesinde anne adayında ortaya çıkabilecek sorunlar saptanır ve tedavi edilebilir. Anne adayı daha önceden tamamen normal olsa da gebelik nedeniyle ortaya çıkabilecek problemlerin başında şeker hastalığı (diyabet) gelir.

Diabetes mellitus (şeker hastalığı) insülin salgılanması ve/veya insülin etkisindeki eksiklik sonucunda ortaya çıkan vücudun temel yapı taşları olan ve gıdalarla alınan karbonhidrat, yağ ve protein kullanımı bozuktur. Dünya Sağlık Örgütü, diyabeti 3 sınıfta toplamıştır. Bunlar diabetes mellitus, bozulmuş glikoz toleransı ve gebelikte ortaya çıkan diyabettir.

Gebelikte ortaya çıkan diyabet gebelik öncesinde aşikâr olmayan belirti vermeyen ancak gebelikle belirti veren diyabet olarak tanımlanabilir. Bu hastaların daha önceden bilinen diyabetleri yoktur. Gebelikte ortaya çıkan diyabetlilerde doğum sonrasında glikoz kullanımı düzelebilir, bozuk veya diyabetik olarak devam edebilir.

Gebeliklerin yaklaşık yüzde 0.2 -yüzde 0.3’ünde anne adayı daha önceden diyabet tanısı almış iken gebelikte ortaya çıkan diyabetin görülme sıklığı yüzde 1-4 arasında değişir. Bu oranlara göre Türkiye’de 15 ile 75 bin diyabetik anne bebeği doğduğu anlamına gelmektedir. Dünyada ise günde 135 bin gebeliğin gebelikte ortaya çıkan diyabet ile birlikte olduğu bilinmektedir. Bu hiç de küçümsenecek bir durum değildir.

Kimler risk altında?
25 yaşından küçük olanlarda, normal kiloya sahip olanlarda, ailede diyabet öyküsü bulunmayanlarda, daha önceki gebeliklerinde herhangi bir sorun yaşamamış olanlarda gebeliğe bağlı diyabet daha az görülür. Şişman gebeler, daha önceki gebeliklerinde diyabeti olanlar, ailede diyabet öyküsü bulunanlar, yaşlı anneler, tekrarlayan düşükleri olanlar, izah edilemeyen anomalili bebek doğuranlar, tekrarlayan vajinal ve üriner enfeksiyonu olanlar ve bebeği normalden iri (4500 gramın üzerinde bebekler) olanlarda diyabet gelişme riski yüksektir. Bu nedenle önceki gebeliklerinde 4500 gramın üzerinde doğum yapanlara ise tanısal amaçlı oral glikoz tolerans testi uygulanmalıdır.

“Diyabetin hamileliğe ve bebeğe etkileri” için bir yanıt

  1. şeker yüklemesi(50gr) iki kere yaptırdımm bebege herhangii bir zararı olurmuu acaba ama birkaç günn arayla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek