Gözünüzü sarı noktalardan koruyabilirsiniz

Halk arasında ‘Sarı Nokta’ olarak da bilinen Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu hastalığında beslenme, uzmanlar tarafından, en önemli ve ‘değiştirilebilir’ tek risk faktörü olarak nitelendiriliyor.

Dünya genelinde her yıl binlerce kişinin görme kaybına uğramasına neden olan Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu’nun (YBMD) yavaşlatılmasında “mikro beslenme” anlamına gelen mikronütrisyon büyük önem taşıyor.

Beyoğlu Eğitim ve Araştırma Hastanesi doktorlarından Doç. Dr. Ziya Kapran, hızlı gelişen ve diğer gözde de oluşma ihtimali bulunan makula dejenerayonunda ilerlemenin; günlük olarak yeterli miktarda antioksidan, Omega3 ve Luteinin alınabilmesi ile % 30 oranında azaltılabileceğini belirtiyor.

Doç. Dr. Kapran, Omega 3’ün somon, morina ve ton balığı gibi derin deniz balıklarında; Luteinin ıspanak, brokoli gibi yeşil sebzelerde ve sarı renkli meyvelerde; antioksidanların ise bazı sebze, meyve, tahıl ve baklagiller ile benzeri besinlerde bulunduğunu belirtiyor. Doç. Dr. Kapran konuyla ilgili şunları dile getirdi; “Bu besinlerin her gün yeterli miktarda alınması güç olabilir. Bu süreç mikronütrisyon ile de desteklenebilir. Bedenimiz ve tüm organlarımızda olduğu gibi gözümüz için de vitaminlerin çok büyük önemi var.”

“Gözlerimizi beslememiz için yeni yeni hayatımıza giren “mikronutrisyon” kavramını, bir başka deyişle mikro beslenmeyi, vücut için gerekli besin desteklerinin istenen oranda alınması şeklinde tanımlıyoruz. Mikro hale getirilmiş vitamin/besin destekleri vücudumuzun ihtiyacı olan vitaminlerin yeterli miktarda alınmasında büyük rol oynuyor. Makula dejenerasyonunda mikro beslenme hastalığa yakalanma riskinin azaltılmasında ya da ilerlemenin yavaşlatılmasında büyük rol oynuyor.”

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu nedir?

Gözün makula ismi verilen ve keskin görmeden sorumlu bölümünün hasarlanması sonucu ortaya çıkan göz hastalığıdır. Genellikle 50 yaş üzerinde görülen Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu, en önemli görme kaybı nedenlerinden biridir. Bazı hastalarda şikâyetler başladıktan hemen sonra hızlı bir görme kaybı meydana gelebilir.

Görme kaybı yaşayan hastaların görememe oranı % 100’e yaklaşır. Bu hastalıkta erken teşhis çok önemlidir. Erken teşhis ve tedavi ile görmenizin korunması veya daha fazla bozulmasının engellenmesi mümkün olabilir. Bir ülkede ortalama yaşam süresi arttıkça bu hastalığın görülme sıklığı da artmaktadır. Hastalığın en çok görüldüğü 65 ve üzeri yaşlarda risk oranı %30 civarındadır.

Bir gözünde Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu bulunanların yaklaşık %40’ında 5 yıl içinde diğer gözde de Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu gelişebilmektedir.

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu tipleri

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu, kuru tip ve yaş tip olmak üzere ikiye ayrılır. Kuru tip, daha sık görülmekte (%85-90) ve daha yavaş ilerlemektedir. Yaş tip ise daha az görülmekte (%10-15) ve kalıcı görme kayıplarına neden olabilmektedir. Yaş tip Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu, bu hastalığın neden olduğu görme kaybının %90’ından sorumludur. Kuru tip Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu bazen yaş tipe doğru değişim gösterebilir.

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu belirtileri nelerdir?

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu’nda görme keskinliğinin azalması, bulanık görme, görme alanının ortasında siyah noktalar, renk görmenin azalması, renkleri soluk ve donuk görme, çizgileri dalgalı, kırık, eğri veya silik görme, hastalığın bilinen belirtileri arasında yer almaktadır.

Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu’na bağlı görme azalmasıyla beraber okuma-yazma, televizyon izleme, araç kullanma, spor yapma ve yemek yapma gibi bazı aktivitelerin yapılması zorlaşabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek