Aşk sizin için ne ifade ediyor?

Ayaklarınızı yerden kesen o muhteşem duygunun yani aşkın sizin için ne ifade ettiği, aşağıdaki sorulara vereceğiniz cesur yanıtlarında gizli. Bu cevaplar, sizin için aşkın ne anlama geldiğinin ortaya çıkmasını sağlayacak…

Fedakarlık mı demek?

Tabii ki hayır. Bir tarafın diğeri için kendini hiçe sayması aşk değildir. Aşk iki kişilik bir egoizm ve aslında insanın tamamen kendi egosunu tatmin etmek, ruhunu doyurmak, kalp çiçeğinin suyunu vermek için yaşamaya ihtiyaç duyduğu bir süreçtir. Ancak bir tarafın kendini parçalaması ve diğerinin bundan faydalanması aşkın değil, tek yönlü bir bağımlılığın işaretidir.

Tehlikeli zamanlar

İlişkiye üçüncü bir kişinin girmesi – ki (bunun mutlaka başka bir kadın ya da erkek olması gerekmez) aşkı en çok tehlikeye sokan durumdur. Bunun en güzel örneği çocuk sahibi olmaktır. Aşkın var oluşuna katkıda bulunan o özgürlük duygusu bir anda biter ve çiftin üzerine artık bir aile olmanın sorumlulukları yığılır. Eğer birbirine aşık olan iki insan ilişkileri süresince zor durumlarla başa çıkmayı öğrenememişlerse, bu yeni yaşam biçimi onları birbirlerini kırmaya iter.

Aldatsa bile sizi seviyor mu?

Erkekler için evet. Bir erkek birlikte olduğu kadını çok sevip yine de aldatabilir, çoğunlukla da cinsellikten kaynaklanan sebeplerle. Kadınlar aldatma olayına farklı amaçlarla, planlı programlı girerler. Çoğunlukla da bunu birlikte oldukları erkekten intikam almak için yaparlar. Kadının içinde sadakat duygusuna yer olmayan bir aşk yaşaması, çok düşük bir ihtimaldir.

Yanılgılar nelerdir?

Çoğumuz onu avucumuzun içine alıp kontrol edebileceğimizi sanırız. Çok beğenme, hoşlanma ve etkilenme gibi duygularımızı hemen aşkla karıştırırız. En büyük yanılgılarımızdan biri ise şudur: Hayatımızın bazı dönemlerinde ilgiye büyük bir özlem duyarız ki, karşımıza çıkan ilk erkeğe âşık olduğumuzu sanırız.

Neden bazıları güçlük çekiyor

Bir insan âşık olmakta zorlanıyorsa bunun farklı sebepleri olabilir. En klasik sebep, kişinin daha önce yaşadığı ilişkilerden kaynaklanan güvensizliği ve karşı cins hakkındaki olumsuz yargılarıdır. Bunun dışında bir de aşkı her yönüyle yaşayamayanlara, daha doğrusu yaşamaktan keyif almayı beceremeyenlere rastlanır. Ne kendileri o sihirli sinyalleri gönderebilirler, ne de gönderilenleri alabilirler. Bir de aşkın getirdiği zorluklardan kaçanlar vardır. Kendi kendilerine yeten bu insanlar daha seçici davranırlar ve bulundukları herhangi bir ortamda aşk arayışına girmezler. Yani olaya mantık yönünden bakmayı tercih ederler.

Aşk filmleri önemli

Özellikle kadınların zaafı sayılabilecek aşk filmleri, aşkı daha iyi algılanmasını sağlar. İçinizdeki yoğun duyguya karşı olan güveninizi arttırır. Kadınlar aşk filmlerine çok meraklıdır çünkü onları zaman zaman ümitsizliğe, kuruntulara, endişelere, korkulara, acı çekmeye ve yenilgiye sürükleyen bu hissin bir anlamı olduğunu tekrar tekrar görmelerini sağlar. Beyazperdede bu duygu her zaman daha basit görünür ve bu basitlik kadını içinde bulunduğu çıkmazlardan biraz olsun uzaklaştırır.

Yanlış insanlar…

Yanlış insanlara âşık oluyoruz çünkü kafamızın içinde “doğru insan” diye bir kavram var. Zihnimizde belli ölçülerden, daha doğrusu kalıplardan meydana gelen bir şema oluşturuyoruz. Özellikle kadınlar durmadan hayatlarının erkeğini arar ve onu bulma konusunda oldukça sabırsız davranırlar. İmkânsızlık aşka bambaşka bir lezzet katıyor. Kadınlar da aslında bu imkânsızlığı yaşamaktan hoşlanıyor, bunun tutkuyu arttırmasına göz yumuyor. Bir yandan da uzun bir ilişki kuramamanın acısını çekiyorlar.

Mesafeler önemli

Birbirini tek bir bakışla anlayacak kadar yakın ve bir birey olarak var olmaya devam edebilecek kadar uzak… Aradaki sınır oldukça incedir ve pek çok çift bu sınırı tutturmayı beceremez. Ya ilişkileri yeterince derin değildir ya da tam tersine artık birleşip tek bir varlık haline gelmiş, kişiliklerini kaybetmişlerdir. Oysa aradaki mesafenin doğru tayin edilmesi durumunda aşkın ömrü çok daha uzun olur.