Düşüklerde bağışıklık sistemi sorunlarının rolü büyük

Açıklanamayan düşüklerin yüzde 80’inde ve nedeni bulunamayan kısırlık vakalarının yüzde 40’ında, bağışıklık sistemindeki bozuklukların önemli rolü olduğu düşünülüyor. Bir hamileliğin düşükle sonlanma riski, yüzde 15 ila 40’tır. Tekrarlayan düşük yapan hastaların yüzde 40’ında, herhangi bir neden saptanamaz. Bu hastaların sağlıklı bir gebelik geçirme olasılığı, yüzde 50’den fazladır.

Bağışıklık sistemindeki bozukluklara bağlı tekrar düşük yapma riski, yapılan her düşük ile artar. Dolayısıyla 2 ve daha fazla sayıda tekrarlayan düşüğü olan çiftlerin vakit kaybetmeden incelenerek, gerekli testlerinin yapılması ve uygun tedaviye başlanması gerekir.

Uzmanlar, yardımcı üreme teknikleri ile tedavi gören ve anne adayına iyi kalitedeki embriyoların transfer edilmesine rağmen, ısrarla gebeliğin elde edilemediği ve implantasyon başarısızlığının (embriyoların tutunamaması) olduğu durumlarda, detaylı immunoljik incelemelerin yapılarak, bu hastalara da immünolojik tedavi uygulanması çalışmalarına başlandığını söylüyor. Bu çalışmalardan elde edilen sonuçların umut verici olduğu söyleniyor.

Bağışıklık ve üreme sağlığı konusundaki yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda elde edilen bilgiler arttıkça, immünolojik tedavinin (bağışıklık bilimi) gebelik kayıplarının önlenmesinin anahtarı olabileceği düşünülmektedir.

Tekrarlayan düşükte hangi tedavi uygulanır?

– Düşük materyali usulüne uygun olarak alınarak, genetik incelemeye gönderilmelidir.

– Eğer hasta gebelik öncesi başvurduysa, önce muayene ve ultrasonografik incelemesi yapılarak, rahim ağzı ve uterusun normal olup olmadığı tetkik edilmeli, anormal bir durum gözlenirse, histerosalpingografi (rahim filmi) çekilmelidir. Bu şekilde rahim iç tabakasına yakın yerleşimli myom, polip ve rahim içi yapışıklıklar, doğuştan gelen yapısal ve anatomik bozukluklar, histeroskopik yöntemle etkin bir şekilde tedavi edilmektedir.

– Rahim ağzının yetersizliklerinde ise ‘serklaj’ olarak adlandırılan operasyonla rahim ağzının açıklığı daraltılabilmektedir. Trombofilik hastalıklar düşünüldüğünde ise düşük doz Aspirin tedavisine gebelik öncesinde başlanıldığı takdirde başarılı sonuçlar alınmaktadır. Tekrarlayan düşüklerde anne ve babada yüzde 10 oranında kromozom anomalisi saptandığı göz önüne alınarak, eşlerin kromozomları tetkik edilmelidir. Anne yaşı ilerledikçe riskin arttığı düşünülerek, ileri yaştaki anneler, IVF (tüp bebek) programlarına alınarak ‘Preimplantasyon-Genetik Tanı’ denilen yöntem uygulanmalıdır.

– Aşı tedavisi: Lenfosit aşısı tedavisi ilk kez 1980’li yıllarda gündeme gelmiştir. Günümüzde üreme sağlığı ve immünoloji konusundaki gelişmeler ile tekrarlayan düşükle sonlanan gebelikler ve yardımcı üreme teknikleri ile ısrarla gebelik elde edilemeyen vakalarda bağışıklık sisteminin önemli rol oynadığı görülmüştür. Bu tedavi yöntemi birçok gelişmiş merkezde başarı ile uygulanmaktadır. Ayrıca bu hastalarda immünglobulin tedavisi de uygulanabilir. Bu tedaviye, istenilen gebelik öncesinde başlanır ve ayda bir kez olmak üzere gebeliğin 28. haftasına dek devam edilir.

“Düşüklerde bağışıklık sistemi sorunlarının rolü büyük” için bir yanıt

  1. bağışıklığıen çok öldüren hamileyken üzülmek. birebir yaşadım. imölöji hastası kızı 9 aylık kaybettim. bunu dikkate alın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek