Kadınların korkulu rüyası jinekolojik kanserler
Kadınlarda görülen kanserlerin yaklaşık yüzde 40-45’ini, rahim ağzı, rahim, yumurtalık, vajen, vulva (dış genital bölge) ve tüplerde gelişen jinekolojik kanserler oluşturuyor.
Kadınların en çok korktukları hastalıkların başında jinekolojik kanserler geliyor. Bu hastalıklardan korunmak için her yıl en az bir kez muayene olunması ve gerekli taramalar tamamlanarak uzman hekim tarafından incelenmesi gerekiyor. Fatih Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nilgün Turhan, günümüzde kadınlarda görülen jinekolojik kanserlerin giderek artış gösterdiğini söylüyor. Bu tür kanserler tek bir nedene bağlı olarak gelişmezken, kansere neden olan risk faktörlerinin bilinmesinin, tedavide ve korunmada yaşamsal önem taşıyor.
Turhan; sigara kullanımının diğer kanser türlerinde olduğu gibi jinekolojik kanser türleri için de çok önemli bir risk faktörü olduğunu vurgulayarak, cinsel yolla bulaşan hastalıkların, erken yaşta cinsel ilişki, kocası çok eşli kadınlar ve genellikle düşük sosyo ekonomik durumdaki kadınlar arasında yaygın olarak görüldüğünü belirtiyor.
En sık rastlanan jinekolojik kanser türünün, halk arasında rahim ağzı kanseri olarak adlandırılan ‘serviks‘ kanseri olduğunu belirten Turhan, rahim ağzı kanserinin dünya genelinde meme kanserinden sonra kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu vurguluyor. Bu kanser türü, PAP smear tarama testi ile çok erken dönemde tanımlanabiliyor.
Jinekolojik kanserlerin belirtileri farklılık gösteriyor. Rahim ağzı kanserinde cinsel ilişki sonrasında lekelenme tarzında vajinal kanama, adet miktarında ya da süresinde artış, kahverengi vajinal akıntı şeklinde belirtiler olabiliyor. İleri evrelerde bel ve kasık ağrısı, idrar yapmada güçlük ya da bacak ödemi de görülebiliyor. Turhan, üreme çağında doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda, rahim ve yumurtalık kanserlerinin görülme oranlarının belirgin oranda azaldığının tespit edildiğini ifade ederek, şu önerilerde bulunuyor: “Sigara kullanılmamalı. Aşırı kilo alımı engellenmeli, tek başına östrojen alınmamalı ve kanserleşme riski taşıyan rahim hastalıkları uygun tedavi edilmeli. Yılda en az bir kez jinekolojik açıdan muayene olunmalı ve tarama testleri ihmal edilmemeli.”
