Kalp hastalarına altın öğütler

Erken yaşlarda başlanan sigara, yanlış beslenme ve hareketsiz yaşamdan dolayı ortaya çıkan kalp hastalıklarına karşı alınacak önlemlerin kalp hastalıklarının tedavisine önemli ölçüde destek sağladığı uzmanlarca ifade ediliyor.

Çağın en önemli sağlık problemlerinin başında gelen kalp hastalıklarından korunmak için uzmanlar bazı tavsiyelerde bulunuyor.

Uzmanlara göre; Omega-3 içeren semizotunun tüketilmesi, kolesterolü normal seviyede tutuyor. Günde 2-3 bardak çay, kan damarlarındaki pıhtıyı azaltıyor. Günde 30 dakika yürümek de kalp krizi riskini yüzde 50 azaltıyor.

“Kalbi etkileyen faktörlerden biri de şeker hastalığı. Şeker hastalığında da büyük bir artış var. Tabii bu da yeme alışkanlığından ortaya çıkıyor” diyen İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’den Prof. Dr. Vedat Sansoy, erken yaşlarda görülen kalp hastalıkları konusunda şunları anlattı:

“Bilinçli beslenme alışkanlığı çocuk yaşlarda verilmelidir. Ayrıca insanların yürüyecek alanlara sahip olması lazım. Yürüyen merdiven yapılacağına, hareket edilecek alanlar yapılmalı. Hepimizin yaşamı aynı, masa başında akşama kadar oturuyoruz, sonra arabaya binip eve gidiyoruz. Bu bizim genetik yapımıza uygun bir yaşam tarzı değil. O zaman da hasta oluyorsun.

Kalp sorunlarının 3 ana nedeni var
– Çok kalorili beslenme,
– Yetersiz egzersiz,
– Sigara.

Yüzdesi çok az (on binde bir) kişi genetik yatkınlık ve doğumsal bozukluktan dolayı, şeker hastası, kolesterol ve dolayısıyla kalp hastası olabilir. Bunun dışında tamamen yaşam tarzı etken oluyor. Bazısında çok sağlam genetik yapı var, bütün kötü yaşam tarzına karşın, 70 yaşında kalp krizi geçiriyor. Ama buna karşılık çok hassas genetik yapısı olanlar var, bunlar çok erken etkileniyor.

Genetik evrimin gelişmesi çok enteresan. Örneğin, adam uzun açlıklara dayanacak genetik yapı geliştirmiş. 3 ay kışın yiyecek bulamayınca, enerjiyi konserve etmeye, şekeri, yağı saklamaya elverişli yapı geliştirmiş. Öyle bir genetik yapı böyle bir yaşam tarzına geçtiği zaman o kişi için en dezavantajlı genetik yapı oluyor.

Çok az bir yemekle göbekleniyor ki, bu da kilo alımında en tehlikeli durumu oluşturuyor. Buradaki yağ, karaciğeri daha etkiliyor ve damar sertliğine yol açıyor. Genetik yapısı ile oynanmış sebze ve meyvelerin insan ömrü üzerindeki etkisini belirten bir araştırma yok. Yine de sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, kalp sağlığı açısından yararlı.

Günümüzde çok sağlıklı besinlerin az olmasına karşın dengeli beslenmede yarar var. Hayvansal yağlardan kaçınmak, bunun yerine sıvı yağlar özellikle de, zeytinyağı kullanmak gerekiyor.

Karbonhidrat az alınmalı

Kalbi korumanın temeli çok basit esasında. Bunun için; belli bir oranda yağ yiyeceksiniz, bunun büyük bölümü de sıvı yağ olacak. Buna karşılık karbonhidratı da çok yememek lazım. Toplam kalorinin yüzde 30’u yağlardan alınmalıdır. Yüzde 50-55’i karbonhidrattan, yüzde 20’si de proteinlerden sağlanmalıdır. Bu anlattığımız yaşam tarzı aslında çok basit ama yapılamıyor işte. Çünkü buna göre programlanmıyoruz.

Yine şeker, çikolata yiyoruz, karbonhidrat ağırlıklı besleniyoruz. Okul kantinlerine bakın, şeker ağırlıklı besinlerle dolu. İşe buralardan başlanmalı. Oralara sebze-meyve konulmalı, hep onlar yensin diye. Planlayacaksınız, bunları düşünmeniz lazım. Ama böyle gıda tüzükleri kontrolsüz bir şekilde çıkarsa, şekerli kolalar kontrolsüz satılırsa, bunlardan bir sürü kalori alınır. Bunun yerine bir elma yese… Tabii bu bilinci vermek zor.”

Şu önlemleri alarak tedavinize destek verebilirsiniz:

– İçiyorsanız sigarayı hemen bırakın.
– Her gün düzenli egzersiz yapın. (4-5 km yürüyün)
– Beslenmenize dikkat edin.
– Aşırı ve yoğun stresten uzak durun.
– Kendinizi psikolojik travmalardan koruyun.
– Ruhsal huzur ve rahatlığınızı sağlayın.
– Depresyon ortamına girmemeye çalışın.
– İbadet edin.
– Huzurlu bir aile yaşamı, çevre ile denge içinde yaşamaya çalışın.