Kalp krizi gen kontrolüyle önlenecek

Bilim adamları kalp krizine sebep olan geni keşfetti. Bir kaç yıl içinde insanların genleri incelenerek kalp krizi geçirme riskleri belirlenecek. Bilim adamları kalp krizi genini keşfetti. Kimi insanlarda krizi kolaylaştırıcı genler varken, kimilerinde koruyucu genler mevcut.

Kalp hastalıklarından ölümler hızla artıyor. Kalp krizi yaşının görülme sıklığı 60-70’lerdeyken, bugün 20’li yaşlara kadar çekilmiş durumda… Böylesine ciddi bir artış olması, yeni tedavi yöntemleri ve yeni ilaçların gelişmesini de bir anlamda mecbur kıldı. İlaç kaplı stentler, yaygınlaşan kapalı kalp ameliyatları, kök hücre nakilleri, gen tedavileri, özellikle de genetik ve kök hücre terapileri kalp hastaları için umut vaat ediyor. Kardiyoloji alanında pek çok olumlu gelişmeden söz eden Cleveland Kliniği Kardiyoloji Departmanı’ndan Prof. Dr. Murat Tuzcu, merkezlerinde Dr. Eric Topol başkanlığında bir ‘kalp krizi geni’ keşfettiklerini söylüyor. Yani birkaç yıl içinde insanların genetik yapısına bakılarak, kalp krizine ne kadar yatkın oldukları anlaşılacak.

İlaç kaplı stentler
Prof. Tuzcu, kalp hastalıklarıyla ilgili en büyük yeniliklerden biri, ilaç kaplı stentler. Damarın daralmasını önlemek için damara yerleştirilen bu küçük, ilaç salgılayan ‘kafesler’, gerçekten kalp hastalıklarının girişimsel tedavisinde devrim yarattı. İlaç kaplı stentlerle ilgili uygulamalar yaygınlaştıkça, bu yöntem damarlardaki daha uzun darlıklara, karmaşık, çatallaşmış darlıklara uygulanmaya başlandıkça, pek çok hastalığın tedavisi kolaylaşacak.

Genler belli ediyor
Genetik yatkınlık da kalp hastalıkları açısından önemli. Genetik alanındaki son gelişmeler sayesindeyse belki de 10 seneden daha kısa bir süre içinde insanların genetik yapılarına bakılarak, kalp hastalıklarına ne kadar yatkın oldukları anlaşılacak. Yüksek kolesterollü 1000 hastadan, hangilerinin ileride kalp hastası olacağı henüz tespit edilemiyor. Ama ileride bu tespit edilebilecek.

Kalp krizi geni
Dr. Eric Topol’ün başkanlığında kalp krizi geni keşfedildi. Genlerdeki bazı değişikliklerin insanları kalp hastalıklarına eğilimli kıldığı görülmeye başlandı. Bu konudaki çalışmalar çok yoğun. 5-10 yıl, belki de daha erken bir süre sonra kimin ne kadar risk altında olduğu söylenebilecek.