Kemik erimesi nasıl önlenir?

Kemik erimesi nasıl önlenir?

Kemik erimesi, tedavi edilip önlenmediği takdirde kamburluk ve boy kısalığı gibi rahatsızlıkların yanında ölümcül risklere de neden olabilir.

Kemik erimesi nedir?

Halk arasında “kemik erimesi” olarak da bilinen osteoporoz rahatsızlığı, kemikteki dokusu yoğunluğunun veya kitlenin azalması sonucu ortaya çıkan sağlık sorunudur.

Kemik dokusu yoğunluğunun veya kitlesinin azalması sonucunda vücutta bulunan kemikler daha kırılgan ve zayıf olmaktadır.

Kemik erimesi, neden olduğu fiziki sorunlar ve verdiği rahatsızlıklar nedeniyle yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürmektedir.

Kemik erimesi, önlemi alınıp tedavi edilmezse ilerleyen zamanlarda boy kısalığı, kamburluk gibi fiziki rahatsızlıklara ve ölümcül risklere neden olabilmektedir.

Kemik erimesi hastalığı ilk zamanlarda çok fazla belirti vermeden sinsi bir şekilde, kemiklerin güçsüzleşmesi hissedilmeden gelişir.

Kemik erimesi kimlerde görülür?

Kemik erimesi, dünya genelinde kadınlarda 50 ve erkeklerde ise 70 yaş üstündeki her 5 kişiden birinde ortaya çıkarak kalça, omurga ve el bileğinde kırıklara yol açabilmektedir. Ayrıca oluşan bu kırıklarla birlikte ciddi ve inatçı ağrılar da meydana gelmektedir. Bütün bu olumsuz etkilerin yanında omurgada volüm kaybı oluşmakta ve çökme kırıkları nedeniyle boyda da kısalma olmaktadır. Omurga bölgesinde görülen çökme kırıkları nedeniyle oluşan boy kısalığı ile beraber kamburluk da ortaya çıkabiliyor.

Özellikle yaşlılarda ölümcül sonuçlara bile neden olabilecek kadar ciddi bir hastalık olan kemik erimesine karşı alınacak çeşitli önlemler, hastalığın gelişmesini engelleyip tedavisini kolaylaştırmaktadır.

Kemik erimesini önleme yolları

Kemik erimesi (osteoporoz) hastalığına karşı alınabilecek birçok önlem bulunmaktadır. Günlük yaşam alışkanlıklarına eklenebilecek birkaç tercihten tutun da beslenme konusunda alınacak birkaç değişiklik kararı uzun yıllar bedeni kemik erimesinden uzak tutacaktır. İşte kemik erimesine karşı alınabilecek önlemlerden bazıları…

İki bardak süt, iki kibrit kutusu peynir

Osteoporozla baş etmenin olmazsa olmaz şartı, vücudunuzun ihtiyacı olan kalsiyumu mutlaka almak. Kadınlarda, 50 yaş altında günlük kalsiyum ihtiyacı 1000 mg iken, bu yaş üzerinde 1200 mg’ye çıkıyor. Erkeklerde de 70 yaş öncesinde günlük 1000 mg kalsiyum yeterli gelirken; bu yaştan sonra ihtiyaç 1200 mg’ye yükseliyor. Kalsiyum için en iyi kaynak ise süt ve süt ürünleridir. Vücudunuzun yeterince kalsiyum alabilmesi için gün boyunca 2 bardak süt veya yoğurt ile 2 kibrit kutusu kadar peynir yemeye özen gösterin.

Her gün 15 dakika güneşlenmek

Güçlü kemikler için dikkat etmeniz gereken bir başka önemli nokta da, D vitamini almak. Vitamin D ihtiyacı da 50 yaş altındaki kadın ve erkeklerde 400-800 IU iken, 50 yaş üstünde 800-1000 IU’ya yükseliyor. D vitamininin en önemli kaynağı ise güneş ışınları. Bu nedenle güçlü kemikler için her gün, güneş ışınlarının yeryüzüne dik gelmediği saatlerde 15 dakika boyunca güneşlenin.

Proteinsiz kalmayın, fazla protein de tüketmeyin

Yeterli seviyede protein tüketmek kemik ve genel vücut sağlığı için çok önemli. Yetersiz protein alınması kas gücü ve kitlesinde azalmaya neden oluyor. Ancak yüksek proteinli diyetlerden de kaçının. Çünkü fazla miktarda protein tüketmek idrarla kalsiyum atılımını artırarak kemiklerde güç kaybına neden oluyor. Günlük protein ihtiyacı kişinin yaş, cinsiyet, fiziksel aktivitesi, boy ve kilosuna, hatta hastalığına bağlı değişiyor. Günlük protein alımı kronik böbrek hastasında 30 g/gün ile sınırlarken, düzenli egzersiz yapan bir kişide 200 g/gün olabiliyor. Önemli olan yoğun protein içeren öğünlerinizde yoğurt gibi süt ürünlerini eksik etmemeniz.

Yemeklerde fazla tuz kullanmayın

Çok fazla tuz içeren yemek tüketmek, vücudun kalsiyum kaybına, dolayısıyla kemik kaybına yol açıyor. Bu nedenle tuz alımını olabildiğince azaltın Bir yiyeceğin ne kadar sodyum içerdiğini öğrenmek için mutlaka paketi inceleyin. İçindeki sodyum yüzde 20 ve daha fazla ise yüksek demektir. Hedef günlük 6 gram veya daha az sodyum almak olmalı.

Üç bardaktan fazla çay ve kahve içmeyin

Kahve, çay ve sodalı içecekler kafein içeriyor. Kafein kalsiyum emilimini azaltarak kemik kaybına yol açan bir madde. Dolayısıyla günde 3 bardaktan fazla kahve ve çay tüketmeyin. Kolalı içecekler de kafein ve fosfor içeriyor ve kalsiyum emilimini bozuyorlar. Bu tür içecekleri de abartmamanızda fayda var. Bunların toplamı 3’ü geçmemeli. Çay ve kahveyi, süt ürünleriyle birlikte tüketmeyin. Çünkü süt, peynir veya yoğurttaki kalsiyum emilimini engelliyorlar.

Alkolden uzak durun

Alkolün fazla tüketimi de kemik kaybına neden oluyor. Dolayısıyla alkol tüketimi günlük 2-3 kadehten daha fazla olmamalı. Sigara da osteoporoza yatkınlık sağlıyor.

Dans edin, ip atlayın

Vücuda ağırlık bindiren egzersizler (dans, aerobik hareketler, yürüme, koşma, ip atlama, merdiven çıkma, tenis, gibi), hem osteoporozdan korunmada hem de tedavisinde çok önemli. Ancak kas güçlendirici ve germe egzersizleriyle de desteklenmeli. Yoga ile pilates, denge ve esneklik açısından en fazla tercih edilen egzersizleri oluşturuyor. Haftada 3 veya 4 gün, 30 dakika vücuda ağırlık bindiren egzersizler, haftada 2 veya 3 gün germe egzersizi, denge, postur egzersizleri yapmaya özen gösterin.

Bol bol sebze ve meyve tüketin

Sebze ve meyveler; magnezyum, potasyum, C ve K vitamini açısından zengindir. Kemik sağlığında, kalsiyum ve D vitamininin yanı sıra bunlar da kemik mineralizasyona katkı sağlıyor.

Aşırı zayıflamamaya dikkat edin

Vücut kitle indeksi 19 ve altındakiler osteoporoza daha yatkınlar. Boyunuzun karesini alarak bulduğunuz değeri kilonuza böldüğünüzde {vücut kitle indeksi (VKI) = Kilo (kg)/ boy (m) x boy (m) } vücut kitle indeksinizi hesaplayabilirsiniz. Aşırı zayıflıkla birlikte cilt altı yağ kitlesinin azalması, östrojen seviyesinde de azalmaya neden olarak osteoporozu tetikliyor.

Posalı yiyeceklerin tüketimini sınırlandırın

Posalı gıdalar fazla miktarda fitat içeriyor ve bu da kalsiyum emilimini engelliyor. Posalı gıdalarla kalsiyumdan zengin gıdaları bir arada tüketmeyin. Örneğin sütle birlikte buğday kepeği alındığında, sütteki kalsiyumun yüzde 10 gibi çok azı emiliyor. Bu nedenle 2 saat ara vererek yiyin. Yeşil pancar, ıspanak ve yeşil fasulye gibi sebzeler sağlıklı besleyiciler olmalarına rağmen içerdikleri okzalat nedeniyle kalsiyum emilimini bozuyorlar. Bu sebzeler, yoğurtla birlikte tüketildiğinde yoğurttaki kalsiyumun emilimini engellediğinden önerilmiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek