Kıskançlık nöbetlerinden sosyalleşerek kurtulun

Hemen her insanın hissettiği doğal bir duygu olan kıskançlıkta önemli olan dozu kaçırmamak. Eğer dozu aştığınızı düşünüyorsanız ve hayatınız kabusa döndüyse sosyalleşme zamanı gelmiş demektir. İnsanın doğasında olan kıskançlık, aslında normal bir duygu. Ama ipin ucunu kaçırdıysanız ve karşınızdakini boğacak duruma geldiyseniz önlem almanızda fayda var!

Kıskançlığın ilacının ‘sosyalleşme‘ olduğunu vurgulayan Medical Park Fatih Hastanesi’nden Uzman Psikolog Sinem Demir, “Aşırıya kaçmamak şartıyla film ve dizi izleyerek ‘imrenme’ duygunuzu bastırabilirsiniz. Ama kıskançlığı dizginlemenin en doğru yolu hobiler edinmek; dans etmek ve resim yapmak gibi sosyal aktivitelere katılmak” diyor. Hemen her insanın az veya çok hissettiği doğal bir duygu olan kıskançlıkta dozu kaçırdığınız zaman hem kendinize, hem de karşınızdakine zarar verebilme olasılığınız doğuyor.

Uzman Psikolog Sinem Demir; kıskançlığın baş edilmesi en zor duygulardan biri olduğunu vurguluyor ve bu duyguyu üç grupta inceliyor. Demir, kıskançlığın imrenme ve gıpta etmeyle başlayıp, haset duymaya kadar gidebildiğine dikkat çekiyor. İmrenmek, kendini bir diğeriyle kıyaslamak ve onun yerinde olmayı istemek anlamına geliyor. Birinin mutluluğuna imreniyorsanız, “Keşke ben de öyle mutlu olsam” dersiniz ama o kişi için kötü hisler beslemezsiniz.

Kıskançlıkta ise “Ah keşke” demenin bir adım ötesine geçiliyor. O kişiyle gerçekten bir sorununuz olmasa bile, varmış gibi davranıyorsunuz. İyi ihtimalle onu görmezden geliyorsunuz, kötü ihtimalle o kişiyle hayali sorunlar ortaya çıkarıyorsunuz. Haset ise bu duyguların en ağırı olarak tanımlanıyor. Yerinde olmak istenilen kişinin sahip olduklarını kaybetmesi için harekete geçiliyor. Kıskançlıktaki sorun çıkarmaların düzeyi artıyor. Hedef, o kişinin mutluluğunu bozmak oluyor. Bozma araçları; dedikodu, iftira ya da yalan olabilir. En uç nokta ise fiziksel zarar vermeye dek gidyor. Bu noktada, kişinin tıbbi yardım alması öneriliyor.

Tüm bu duygular içinde imrenmenin olağan bir duygu olduğu belirtiliyor. Ancak bir ‘izleyici’ konumunda, sürekli diğerlerinin mutluluklarını gözlemek, bir yaşam tarzı haline gelebiliyor. Duygusal yoksunluklar yaşayanlarda bu durum daha sık rastlanıyor. İzlediğiniz film ve diziler de bir bakıma ‘diğerinin mutluluğuna imrenme’ hissini telafi ediyor. Ancak, aşırıya kaçmayarak ve kendinizi ‘yaşamak yerine izlemeyi tercih eden’ konumuna sokmamak şartıyla. Kıskançlığın en sağlıklı çözümü ise sosyal aktivitelere katılarak, sizi esir alan bu duyguyu dizginlemekten geçiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek