Türkiye’de prostat kanseri

Yapılan çalışmalar sonuç verdi ve Türk erkeği prostat kanserini yakın takibe aldı. Bilinçlenen Türk erkeği daha sık doktora gittiği için hastalık erken evrede teşhis ve tedavi edilebiliyor.

Üroonkoloji Derneği’nin projelendirdiği, Sağlık Bakanlığı Kanser Kayıt Dairesi’nin desteklediği ve sanofi-aventis firmasının sponsorluğunu yaptığı PROSTATTÜRK Çalışması ile Türkiye’nin prostat haritası çıkarıldı.

Prof. Dr. Ferruh Zorlu, “Türkiye’de prostat kanseri Orta Avrupa ve Akdeniz ülkelerine yakın bir oranda görülüyor, daha önceki veriler Türkiye’deki prostat kanserinin daha az olduğu yönündeydi.

Erkeklerin prostat kanseri hakkında bilinçlenmesi, hekimlerin daha sık gerekli tetkikleri yaptırması sonucu hastalık daha erken teşhis ediliyor” dedi.

İstanbul ve Ankara listenin başında

İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Trabzon, Edirne, Kayseri, Gaziantep, Erzurum, Malatya, Eskişehir, Zonguldak’ta yürütülen PROSTATTÜRK çalışması’na 4150 hasta katıldı.

Çalışma sonuçlarına göre prostat kanserinin en sık İstanbul ve Ankara’da görüldüğünü belirten Dr. Zorlu, “Prostat kanserinin erken teşhisinde ilk adım olan PSA testinin sıklıkla bakıldığı üniversite, eğitim-araştırma hastanelerinin yoğun olduğu bölgelerde prostat kanseri daha sık teşhis edilmektedir.

Ankara ve İstanbul’da yaşayanlarda bu oran 100 binde 40’ı geçmektedir. En az ise 100 binde 17.7 oranıyla Edirne’de görülüyor. Adana’da ise 33.8 ile Türkiye ortalamasına (35/100 000) yakın kanser görülüyor » dedi.

Prof. Dr. Zorlu, hastalığın dünyada en sık Amerika’da görüldüğünü belirterek “Türkiye’de bir yılda 100 bin erkeğin 35’ine prostat tanısı konuluyor. Bu oran Amerika verilerine göre 100 binde 157, Norveç’te 76, İspanya’da 56, Japonya’da 20, Çin’de 15” dedi.
Robotlar ameliyata girince kanama azaldı

Cerrahi tekniklerin ilerlemesi ile daha küçük kesilerle ve kısa sürede prostat kanseri ameliyatlarının yapıldığına dikkat çeken Zorlu, tedavideki gelişmeler hakkında şöyle bilgi verdi:

“Robot sayesinde daha az kan kaybıyla ameliyat yapılmaktadır. Radyoterapi tekniklerindeki gelişmelerle tedavi başarıları artarken yan etki oranları azaldı.

Riskli hastalarda radyoterapi ile beraber hormon kullanımı hastalığın tekrarlama oranlarını azaltarak yaşamı uzatmaktadır.

Hastalığın ileri aşamasında ise yeni geliştirilen kemoterapi ajanları hastaların hem yaşam kalitesini arttırmakta hem de yaşam süresinin uzamasını sağlıyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek