Yaşlanmayı değil de yıpranmayı engelleyebiliriz

Yaşlanmaktan kaçamasak da sağlıklı bir şekilde yaşlanmayı başarmak bizim elimizde. Yaşlanma sürecinde kalıtım, çevresel faktörler ve yaşam şekli önemli yere sahip. Kalıtımsal özellikleri henüz kontrol edemediğimize göre çevresel faktörleri ve yaşam tarzını kontrol ederek genç kalmayı veya sağlıklı yaşlanmayı sağlamak mümkün. En önemli kontrol basamaklarından birini de doğru beslenme davranışları oluşturuyor.

Vitamin ve minerallerin rolü
Beslenmenin çeşitlendirilmesi, tek gıdaya yönelmemek gibi beslenme davranışları vitamin ve minerallerin yeterli alınmasını sağlıyor. Araştırmalar bazı vitaminlerin yaşlanma sürecini yavaşlattığını ve yaşam kalitesini arttırdığını gösteriyor. Antioksidan olarak adlandırdığımız bu unsurlar hücrelere serbest radikallerin zarar vermesine engel oluyor. Bu nedenle, beslenme yolu ile yeterince antioksidan almak veya gıdalarla karşılanamadığı durumlarda destek ürünlerle eksiklikleri karşılamak yaşlanmayı ağırlaştırmak için gerekli. Antioksidan etki gösteren vitaminler arasında A, C ve E vitaminleri yer alıyor. Antioksidan ihtiyacını karşılamak için pratik olarak her gün 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi öneriliyor. Ancak bu sebze ve meyvelerin toplanmasından itibaren kısa süre içinde ve çiğ olarak tüketilmesi antioksidanların etkisinin azalmaması noktasında önemli.

Beslenmeyle birlikte bu gıdaları alırken aynı zamanda yaşam tarzı değişiklikleri de yapmak gerekiyor. Eğer sigara ve alkol kullanmaya devam ediyor, egzersizi hala hayatınızda bulundurmuyorsanız, bu durum daha sağlıklı yaşlanmak için yeterince çaba göstermiyorsunuz anlamına geliyor.

İşte bazı hastalıklara karşı koruyucu olan gıda bileşenleri ve bunları içeren gıdalar:
Fitoöstrojenler: Soya ürünleri, kurubaklagiller, çekirdekli üzüm
Beta karoten, Likopen: Domates, havuç, ıspanak
Kateşinler:
Siyah ve yeşil çay

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek