Sinüzit baş ağrınızın nedeni olabilir mi?

Baş ağrısı çekenlerin çoğu sorunu sinüzit ile ilişkilendirerek doktora başvurur. Peki sinüs hastalıklarına bağlı baş ağrıları kendini nasıl gösterir, burun ve burun kökenli ağrılar nasıl anlaşılır ve baş ağrılarının diğer nedenleri nelerdir?

Baş ve yüz ağrıları insanların hemen hepsinin zaman zaman yaşadıkları ve yakındıkları bir sorun. Baş ağrısı bazı kişilerde önemsenmeyecek kadar hafif, bazılarında ise normal yaşantısını sürdürmesini engelleyecek kadar şiddetli olabilir. Baş arısı ile ilgili soruları yanıtlayan Etiler Memorial Polikliniği Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Op. Dr. Haldun Şan, “Toplumda genel olarak baş ve yüz ağrılarının en sık nedeninin sinüs hastalıkları olduğu düşünülür” diyor.

Bazı baş ağrılarının ‘Yansıyan Ağrı’ olduğunu belirterek, “Karın ve göğüs hastalıklarında ağrının sadece başta ve boyunda hissettirebilecekleri, bulantı ve kusma gibi değişiklikler yaptırabilecekleri unutulmamalıdır” diyen Op. Dr. Haldun Şan, “Burun ve burun kökenli baş ağrıları” ile ilgili şu bilgileri verdi:

Baş ağrısının psikolojik yönü

Baş ve yüz, ağrının en fazla uğrak yerlerinden biridir. Buradaki en önemli neden, damarsal olaylardır. Havanın geçiş yolu buradadır; aşınmalara, hasarlara, bakteriyel istilaya kolayca uğrar. Burada bulunan organ parçaları kişi tarafından yaşamsal önemi olan organlar olarak bilinir.

Ağrı uyaranı hayvanda sadece ağrı duyusunu ortaya çıkarırken, insanda bunun hakkında bir takım fikirlerin oluşmasına yol açar. Bu fikirler ağrının psikolojik yönünü oluşturur. Ağrının psikolojisi kişinin ağrı hakkında düşüncesi demektir. Bu da ağrı uyaranının değişik kişilerde değişik durumlara neden olabileceğini açıklar. Yüz ağrılarında yapılmış olan çalışmalarda ruhsal faktörlerin özellikle rol oynadığı tespit edilmiştir.

Baş ağrısının nedenleri

Baş ağrısının işlevini çözmek, hastanın gelişinden itibaren araştırıcıyı birçok problemle karşı karşıya getirir. Baş ağrısının şiddeti ve lokalizasyonu, nedeni hakkında fikir vermeyebilir. Fakat nedenlerini kabaca ikiye ayırabiliriz:
1. Ağrıya hassas kafa içi dokuları: Büyük atar ve toplar damarlar, kafa ve boyun sinirleri ve beyin zarı
2. Ağrıya hassas kafa dışındaki dokular: Kafa derisi ve yüze ait atar damarlar, boyun kasları, burun mukozası, kulak ve dişler

Genel olarak yayınlarda bütün baş ağrılarında sinüslerin sorumlu olduğu oran yüzde 5-10 arasındadır. Sinüs kökenli baş ağrıları akut enfeksiyonlarda özellikle öne eğildiği zaman basınçlı ve vurucu tarzda hissedilir. Sinüs hastalığı olanlarda yüz ve baş ağrısı şikayetine ek olarak burunda dolgunluk ve tıkanıklık hissi ile burun veya geniz akıntısı da görülür. Bu üçlünün yani baş ağrısı, burunda dolgunluk ve akıntının varlığı hekimi sinüs hastalığına yöneltir.

Yapılan çalışmalarda baş ağrısı şikayeti, burunda dolgunluk, anormal koyu renkli aşırı burun akıntısı ve yüzde basınç hissinden sonra dördüncü sıradaki şikayet olarak saptanmıştır. Yani akut ya da kronik sinüzit problemi olan hastalarda baş ağrısı aslında en az şikayet edilen durum olarak karşımıza çıkmaktadır.

En sık görülen baş ağrıları

1. Sinüs hastalığı ile direkt ilişkisi olan baş ağrıları
2. Sinüs hastalığı dışında nedeni bilinen baş ağrıları
3. Nedeni bulunamayan baş ağrıları

Baş ve yüz ağrıları nedeni ile KBB’ye gelen hastaların çoğunda neden, damarsal kökenli bulunmuştur. Aslında bu damarsal kökenin temelinde de yine sinirsel bir neden bulunur çünkü otonom sinir sistemi denilen yapı damarların çalışma durumunu direkt olarak belirler ve bu da damarsal baş ağrılarını doğurur. Sinüs ağızlarının ileri derecede ağrıya hassas olduğu ortaya konmuştur. Buna karşı sinüslerin içini döşeyen mukoza pratikte ağrıya karşı duyarsızdır. Aynı şekilde burun mukozasından kaynaklanan ağrılar derinden sızı şeklinde ve zonklama ile beraber olmayan niteliktedir.

Gözyaşı artması, ışığa duyarlılık, kızarıklık ve ağrı duyusunun artması ile beraberdir. Konkalarda (burun etleri) ileri derecede ağrıya hassas dokulardır. Genellikle burun ve sinüs hastalıklarından kaynak alan ağrılar baş arkasına ve enseye yansırlar. Bunlar direkt etkiyle olmayıp baş arkası ve ense kaslarının ikincil, devamlı kasılmalarından kaynaklanır. Sinüs içindeki basınç sadece başta bir dolgunluk hissi ortaya çıkarır. Özellikle alt burun etlerinde streslerin, yorgunlukların, endişe ve ruhsal durumların ortaya çıkardığı damarsal değişiklikler konkalarda ağrı nedeni olurlar.

Burun orta bölmesi (septum) eğriliklerinde ağrının nedeni, eğriliğin konkalara (burun etlerine) baskısıdır. Bu baskı önde olduğunda çoğunlukla yüz bölgesinde hissedilir. Yukarıda olduğunda alın bölgesinde, arkada olduğunda gözlerin arkasında duyulur. Bu şekilde baş ağrısının derecesi, baskının ve tıkanıklık derecesi ile orantılıdır. Kişinin yattığı taraftaki burun etleri yerçekimi etkisiyle kan ile dolarak şişer ve eğer etlerin şiştiği tarafta bir de burun orta bölmesinde eğrilik varsa kişide bu tarafta bir baş ağrısı da ortaya çıkacaktır. Hasta aksi yöne yattığında bu baş ağrısının olmadığını söyler. Bu kişilerde çarpık orta bölmeyi düzeltmek ve etleri gerekli ilaçlarla büzmek baş ağrısını ortadan kaldırır.

Sinüs nedenli baş ağrıları

Burun çevresindeki hava dolu boşluklar olan sinüslerden köken alan baş ağrısı nedenlerini kısaca:

1. Mukozal temas yüzeyleri ve vuran ağrılar
2. Havalanma yetersizliği sonucu oksijensizlik veya negatif basınç
3. İltihabi dokuların(polip) çevre dokulara basıncı sonucu ortaya çıkanlar şeklinde sıralanabilir.

Birçok sinüs hastalıklarında birden fazla sinüsün hasta olması doğaldır. Dolayısı ile ortaya çıkan şikayetler, bir ve birden fazla sinüsün oluşturduğu bir bütün olacaktır. Bunun yanı sıra yansıyan ağrı fenomeni de işe karışır.

Yanak bölgesi sinüslerinde ağrı, sinüs bölgesinden üst dişlere doğru ilerler. Ağrı bazen elmacık kemiği, geniz ve alın bölgesinde duyulur. Kronik sinüzitlerde ağrı, genel kanının aksine daha az rastlanan bir belirtidir. Yanak sinüsünün habis tümörlerinde ağrı ancak ileri devredeki bir şikayet olabilir. Yanak sinüslerinin kistleri de ağrı nedenidir. Kistler büyüyüp sinüsün içini kapladığında özellikle sinüs ağızlarına yaptıkları baskı ile ağrı nedeni olurlar. Ağrı genellikle şiddetli olup yanak bölgesinden taşarak alın sınırlara kadar dayanır. Gözyaşı salgısında artma ve burun tıkanıklığı vardır.

Burun kökü sinüslerinin akut enfeksiyonlarında aynı taraf burun kökü ve gözler arkasında ağrı vardır. Nadiren tek başına bulunur. Genellikle yanak ve alın sinüziti beraberinde pansinüzit şeklinde mevcuttur. Osteoma denilen selim tümörleri de başlangıçtan itibaren ağrı yapmaları ile tanınır.

Alın ağrılarında genellikle alın bölgesi sinüzitleri çok sorumlu tutulur. Halbuki alın sinüsü ağzının anatomik özelliğinden dolayı boşalmasının kolay olması, alın bölgesi sinüzitlerinde ağrının çok olmamasını sağlar.

Burun sinüsleri arasında özellikleri yönünden en az tartışması yapılmakla beraber, hala klinik bulguları yönünden hakkında son söz söylenmemiş olanı kafa tabanı sinüsleridir. Birçok şikayet ve hastalık hala kafa tabanı sinüzitlerinin sorumluluğuna sığınmaktadır. Akut enfeksiyonunda kafa arkası baş ağrısı, alın ve iki taraflı şakak ağrısı, omuza, dişlere, damağa ve buruna yayılan ağrı, ense sertliği, geniz arkası ağrısı, unutkanlık ve dalgınlık görülebilir.

Sinüs içerisinde bulunan hava teorik olarak dışarıda bulunan hava ile aynı atmosferik basınçtadır ve basıncın dengelenmesi, sinüs ağızlarının normal geçirgenlikleri ile ilişkilidir. Bu ilişkinin bozulması sinüsteki hava basıncının dış ortama göre fazla ya da eksiklik göstermesi gibi bir oluşuma neden olur.

Bunun pratik sonucu bir ağrının ortaya çıkmasıdır. Özellikle sinüs içindeki hava basıncının azalması ile beraber olan “vakum sinüzit” ve “vakum baş ağrısı” adı verilen bir oluşumdan söz edilmektedir. Bu durum; ya sinüs ağzının herhangi bir nedenle tıkanması ve içindeki gazların mukoza tarafından emilmesi sonucu olarak ya da dış atmosferik basınç değişikliklerine uyum sağlamaması sonucu olabilir. Sinüs ağzının iltihabi, alerjik ve tümöral oluşumlar sonucu tıkanması ve hava geçirgenliğine mani olması ile açıklanmaktadır. Sinüs ağzının açılması ağrıyı ortadan kaldırır.

Bunun dışındaki baş ağrıları tipleri ve özellikleri şöyle sıralanabilir:

1. Gerilim tipi baş ağrısı: Şiddetli olmayan, sürekli bir ağrı. Zonklama yoktur, başta veya boyunda sıkılık hissi vardır.

2. Migren: Şiddetli ve zonklayıcı ağrı. Genellikle başın bir tarafında veya bir gözün arkasında hissedilir, parlayan bir ışık görme hissi (aura) olabilir veya olmayabilir. Işığa veya sese karşı hassasiyet, mide bulantısı veya kusma olur.

3. Demet (küme) baş ağrısı: Şiddetli ağrı. Genellikle tek göz çevresinde veya arkasında hissedilir, burun tıkanıklığı ve göz yaşarması olur. Ağrı genellikle uyku sırasında gelişir, bu ağrılar bir yıl kadar süre görülmeyebilir ve sonra geniş bir dönem günlük olarak yaşanır.

4. Kadınlarda adet döneminde yaşanan baş ağrısı: Migrene benzer bir ağrıdır. Çoğunlukla yumurtlama veya adet döneminde veya hemen önce veya sonra oluşur.

5. Kafeine bağlı baş ağrısı: Zonklayıcı ağrı.

6. Yorulmaya bağlı baş ağrısı: Ağrı, baş genelinde olup belirli bir bölge ile sınırlı değildir.

7. Eklem baş ağrısı: Başta basınç veya sıkışma hissi ile çenede ağrılı bir “çıtırdama” olabilir.

8. Romatizmaya bağlı baş ağrısı: Boyunda veya başın arka bölümündeki ağrı hareketle artar.

9. Göz yorgunluğuna bağlı baş ağrısı: Ağrı alında hissedilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek