Taze sebze ve meyveler kanserden koruyor

Çocukluktan itibaren düzenli alınan taze sebze ve meyve kanser riskini azaltıyor. İçeriğinde olmamasına karşın pişirme işlemi sırasında kansere neden olabilecek zararlı kimyasallar oluşabiliyor.

Kansere neden olan zararlı kimyasallar vücuda hava, su ve besin yoluyla alınıyor.

Zararlı kimyasalların bir bölümü de küflenmiş besinlerle vücuda alınıyor. İyi kurutulmayan, uygun koşullarda saklanmayan kuruyemiş, baklagiller ve kurutulmuş meyvelerde çoğalan küfler, kanser yapıcı zehirler üretiyor.

Ondokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Beslenme Uzmanı Doç. Dr. Funda Elmacıoğlu, yapılan birçok araştırmaya göre, kansere, kalıtımın yanı sıra hava, besin ve suda bulunan zararlı kimyasallar ile bazı mikropların yol açtığını söyledi.

Kansere neden olan zararlı kimyasalların vücuda hava, su ve besin yoluyla alındığını ifade eden Doç. Dr. Elmacıoğlu, besinlerin pişirilmesi sırasında da kansere neden olabilecek zararlı kimyasallar oluşabileceğini söyledi.

Yüksek sıcaklıkta, doğrudan ateş teması ve yağda kızartmayla pişirme sırasında ve besinlerdeki protein ve yağın yıkımıyla zararlı kimyasalların oluşabileceğini belirten Doç. Dr. Elmacıoğlu, “Doğrudan ateşle pişirmede, dumandaki kimyasallar da besinin içine girer. Besinleri hazırlarken, pişirirken ve saklarken aşırı tuz kullanımı da özellikle mide kanseri riskini arttırır” dedi.

Doç. Dr. Elmacıoğlu, zararlı kimyasallardan bir bölümünün de küflenmiş besinlerle vücuda alındığını kaydederek, iyi kurutulmayan, uygun koşullarda saklanmayan fındık, fıstık, tahıl ürünleri, kuru baklagiller ve kurutulmuş meyvelerde çoğalan küflerin kanser yapıcı zehirler ürettiğini, uygun koşullarda saklanmamış besinlerde çoğalan bazı mikropların da özellikle mide kanseri riskini artırdığını söyledi.

Sindirim sırasında zararlı atıkların oluşacağını da belirten Doç. Dr. Elmacıoğlu, bunların kalın bağırsaktan kısa sürede dışarı atılamamasının da kanser yapıcı etki gösterebileceğini kaydetti.

Zararlı kimyasalların vücutta hücrelerin yapısını bozduğunu söyleyen Doç. Dr. Elmacıoğlu, hasarlı hücrelerin zamanında onarılmaması ya da yok edilmemesi durumunda bölünerek işlev görmeyen ‘tümör’ denilen hücre topluluğunu oluşturacağını bildirdi.

Doç. Dr. Elmacıoğlu, bu durumun da 15-20 yıl gibi uzun bir süreyi gerektirdiğinden genellikle kanserin ileri yaşlarda ortaya çıkmasına neden olduğunu bildirdi.

Yararlı kimyasallar antioksidantlar

Bu olumsuzlukların yanı sıra besinlerde kanser yapıcı zararlı kimyasalları ve hava yoluyla alınan radyasyonu etkisizleştiren yararlı kimyasallar da bulunduğunu belirten Doç. Dr. Elmacıoğlu, şu bilgileri verdi:

“Bunlara antioksidantlar denir. Bunlar bitkilerin yaprak, çiçek, meyve ve tohumlarında bulunur. Bunların bir bölümü E ve C vitaminleri ile çinko, selenyum gibi minerallerdir. Diğerleri ise karotenoidler, flavonoidler gibi adlarla anılırlar.

Antioksidantların en iyi kaynakları, yeşil yapraklı sebze ve yenebilen otlar, sarı-turuncu renkli havuç, domates gibi sebzelerle kayısı, kiraz, vişne, kara üzüm, karadut, böğürtlen, portakal, greyfurt ve diğer meyvelerdir. Ayrıca, sarımsak, soğan, lahana, pırasa, karnabahar, kereviz gibi sebzelerde bulunan özel tat verici bileşikler de zararlı kimyasalları etkisizleştirme kapasitesine sahiptirler.”

Taze sebze ve meyve riski azaltıyor

Küçük yaştan itibaren taze sebze ve meyvenin çok yenmesinin kanser riskini büyük ölçüde azaltacağını bildiren Doç. Dr. Funda Elmacıoğlu, şunları kaydetti:

“Çocukluktan itibaren düzenli alınan taze sebze ve meyve, kanser riskini azaltmada önemli etkendir. Günde en az 5-6 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi önerilir. Buna ek olarak kalın bağırsakta biriken zararlı atıkların hızla dışarı atılması için günlük beslenmede bağırsak hareketini artırıcı, diyet posasını çok içeren kuru baklagiller, kepeği ve özü ayrılmamış undan yapılan ekmek ve tahıl ürünlerinin yeterince bulundurulması kalın bağırsak kanserinden korunmada yardımcı olur. Bunun yanı sıra her gün yeterli miktarda yoğurt tüketimi de kanser riskini azaltır.”

Doç. Dr. Elmacıoğlu, sigara kullanılmadığı ve çocukluktan itibaren önerilen beslenme biçiminin uygulanmayla kanserden büyük ölçüde korunabildiği gibi, yüksek tansiyon, kalp damar, şeker hastalığı gibi hastalıkların oluşumunu azaltılabileceğini de sözlerine ekledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Güzellik

Diyet

Anne - Bebek